İcra Hukuku

İcra Takibinin Başlaması : Takip Talebi

İlamlı ya da ilamsız fark etmeksizin tüm takip yolları alacaklı tarafından yapılacak bir takip talebi ile başlar. Alacaklı icra dairesine yapacağı takip talebi ile genel haciz yoluyla takibi başlatır. Takip talebi alacaklının hak ve alacağına kavuşma arzusunu içeren bir irade beyanıdır.

Takip talebi bir taraf takip işlemidir. Bu nedenle talik hallerinde de takip talebinde bulunulabilir.

Alacaklı yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda takip talebinde bulunabilir. Uygulamada yazılı takip talebinde genellikle matbu metinler kullanılmaktadır. Eğer talepte bulunan dilerse kanundaki şartları taşıyan bir metin hazırlayarak da takip talebinde bulunabilir. Sözlü talep ise icra müdürüne başvurarak yapılır. Talepte bulunmak isteyen alacaklı icra müdürüne gerekli bilgileri verir, icra müdürü bilgileri metne aktarır ve talep hem alacaklı hem de icra müdürü tarafından imzalanır. Avukatlar UYAP sistemi üzerinden takip başlatabilir.

Takip talebinde bulunan alacaklının başvurma harcı, binde beş peşin harç ve posta giderlerini talep ile birlikte peşin olarak icra dairesine vermesi gereklidir.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

2004/16878 E, 2004/21150 K, 07.10.2004 T

İCRA MÜDÜRÜNÜN TAKİP TALEBİNİ KABUL ETMEME YETKİSİNİN BULUNMAMASI

ÖZETİ: Alacaklı takip talepnamesini düzenleme hakkına sahip bulunduğundan, icra müdürlüğünün takip talepnamesini kabul etmeme yetkisi bulunmamaktadır. Ödeme emri tebliğ edildiğinde, takip talepnamesinin yasal olmadığı yönünde karşı tarafın şikayet hakkı vardır. Bu nedenle icra müdürlüğünün alacaklının takip talepnamesini kabul ederek işlem yapması gerekirken aksine görüşle reddetmesi doğru değildir.

Takip Talebinin Unsurları Nelerdir?

  1. Alacaklının kimliği ve adresi
  2. Borçlunun kimliği ve adresi
  3. Alacak tutarı (alacak faizli ise faiz miktarı, faiz oranı ve faizin işlemeye başlayacağı tarih)
  4. Senet veya senet yoksa borcun sebebi
  5. Takip yollarından hangisinin seçildiği
  6. Alacaklı veya vekilinin imzası
  7. Teminat gösterildiği takdirde teminat verilmesi

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

2005/23200 E, 2006/635 K, 27.01.2006 T

ÖZETİ: Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı ve vergi kimlik numarasının takip talepnamesinde yer alması ve bu bilgilerin ödeme emrinde de gösterilmesi gerekli bulunmaktadır. Alacaklının yasada öngörülen bu bilgileri takip talebinde belirtmemiş bulunması ve icra müdürünce ödeme emrinin anılan eksik bilgilerle borçluya gönderilmesi halinde, bu olgu, takip talebi ve ödeme emrinin iptaline neden olmaz. Zira anılan eksikliklerin her zaman tamamlatılması mümkün olup, iptal nedeni olarak kabul edilmesi hak kaybına neden olur.

Alacak, Türk parası cinsinde gösterilmelidir. Yabancı para üzerinden takip yapılamaz. Alacaklı alacağını vade tarihindeki ya da fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden talep edebilir. Takip talebinde gösterilen alacak daha sonra değiştirilemez.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

1997/9798 E, 1997/10454 K, 09.10.1997 T

ALACAĞIN TÜRK PARASI TUTARININ GÖSTERİLMEMESİ

ÖZETİ: Alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesi gerektiğine ilişkin hüküm, , kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikayete tabiidir.

İİK’nin 58/3. maddesinde yer alan alacağın Türk parası ile tutarının takip talepnamesinde gösterilmesi gerektiğine ilişkin hüküm, Merci Hakimliği’nin gerekçesinde de doğru olarak belirtildiği gibi, kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikayete tabiidir. Ne var ki gerek takip talepnamesinde ve gerekse ödeme emrinde talep edilen yabancı paranın karşılığı 18.143.758.333 lira olarak ve açıkça yazılıdır. Bu nedenle anılan konudaki başvurunun reddi gerekirken, kabulü isabetsiz olduğu gibi, borçlunun sair itiraz nedenlerinin incelenebilmesi ve takibin İİK 170/a maddesi gereğince iptali için aynı kanunun 170/a-2. maddesi uyarınca (süresinde yapılan) bir itirazın varlığı gerekli olup, ödeme emri tebliğ tarihi itibarıyla başvuru süresinde olmadığından, bu itiraz nedenlerinin de reddi gerekirken, kabulü yasaya uygun görülmemiştir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 9.10.1997 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.

Takip Talebinde Bulunmasının Sonuçları

A. Takip Hukuku Açısından Sonuçlar

  1. Kanuna uygun takip talebi üzerine icra müdürü tarafından borçluya ödeme emri gönderilir.
  2. İcra dairesinin kendiliğinden takip talebinde bulunan alacaklıya, takipte bulunduğu ve verdiği belgelere ve takip giderlerine ilişkin pulsuz bir belge vermesi gerekir.
  3. İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilmiş olan süreler takip talebinde bulunulmasıyla korunur.
  4. Takip talebinin tarihi hacze iştirak için önemlidir.
  5. Takip talebinden sonra açılan menfi tespit davası takibi durdurmaz. Eğer borçlu menfi tespit davasını takip talebinden önce açmışsa ihtiyati tedbir yoluyla icra takibi durdurulabilir.
  6. Takip talebinde bulunan alacaklı daha sonra talebinden vazgeçebilir. Bu halde borçlunun rızası aranmaz. Ancak icra takibinden vazgeçen alacaklı vazgeçmenin tutanağa geçirilmesi için hangi aşamada vazgeçmişse o andaki tahsil harcının yarısını ödemek zorundadır.
  7. Aynı borçluya karşı aynı sebebe dayanan ikinci bir icra takibi başlatılamaz.

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

2003/11886 E, 2003/15732 K, 01.07.2003 T

ÖZET: Alacaklının takip talebinden sonra icra dairesi buna uygun ödeme emri düzenlemek zorundadır. Bu emredici kurala aykırı ödeme emri düzenlenmesi halinde bu husus bir hakkın yerine getirilmesiyle ilgili olduğundan süresiz şikayete tabi olduğundan şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

İİK.nun 58.maddesine göre alacaklının takip talepnamesini düzenlemesinden sonra, aynı kanunun 60.maddesi gereğince icra dairesi buna uygun ödeme emri düzenlemek zorundadır. Yasanın emredici kuralına aykırı şekilde ödeme emri düzenlenmesi halinde bu husus bir hakkın yerine getirilmesi ile ilgili bulunduğundan İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. Bu nedenle merciice işin esasının incelenmesi doğru olduğundan borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile şikayetin esası ile ilgili inceleme sonucunda mercii kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

B. Maddi Hukuk Açısından Sonuçlar

  1. Takip talebinde bulunulmasıyla zamanaşımı kesilir, ödeme emrinin tebliği ya da kesinleşmesi gerekmez.
  2. Kısmi takip halinde alacağın takibe konu bölümü için zamanaşımı kesilir.
  3. Yetkisiz icra dairesine yapılan takip talebi de zamanaşımını keser.
  4. Takip talebi harçların ödendiği tarihte yapılmış sayılır.
  5. Yargıtay’a göre daha önce temerrüde düşmemiş olan borçlu takip talebinde bulunulması ve ödeme emrinin tebliği ile temerrüde düşer.

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

2006/49 E, 2006/1901 K, 09.03.2006 K

ÖZETİ: Genel haciz yolu ile takip alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Takip talebinde bulunmanın takip hukuku yönünden sonuçları, ödeme emrinin düzenlenmesi, İİK.nun tayin ettiği sürelerin korunması vs. olduğu halde, borçlar hukuku bakımından sonucu ise zamanaşımını kesmesi ve borçlunun mütemerrit olmasıdır. Borçlu daha önce temerrüde düşürülmemiş ise, takip talebinde bulunulması ve ödeme emrinin borçluya tebliği ile borçlu mütemerrit olur. Çünkü, ancak ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi, BK. mad. 101 anlamında bir ihtar olarak kabul edilebilir. Somut olayda davalı aleyhine takip 5.2.2002 tarihinde başlatılmış ise de ödeme emri 24.10.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu verilen yedigünlük süre içinde olmak üzere asıl borcu ödeyerek, faiz yönünden itirazda bulunmuştur. Borçlunun takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilmediğinden, borçlunun ödeme emrinin tebliği ile temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekirken, takip talebiyle temerrüde düştüğünün kabulü doğru görülmemiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu