Ceza Hukuku

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK m. 104)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK m. 104)

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki suçu, Türk Ceza Kanununun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde, kanunun 104. maddesinde düzenlenmiştir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun kanunda düzenlendiği yere dikkat edildiğinden 104. madde ile korunan hukuki menfaatin çocuğun cinsel dokunulmazlığı olduğu düşünülecektir. Ancak doktrinde de yaygın olan görüşe göre mağdur henüz reşit olmamış bir çocuk olduğundan doğru ifadenin çocuğun sağlıklı cinsel gelişimi olduğunu söylemek gerekmektedir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki

Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fiil

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından cezalandırılacak fiil on beş on sekiz yaş aralığında mağdur ile cebir, tehdit, hile olmadan cinsel ilişkinin gerçekleşmiş olmasıdır.

15 yaşından büyük olup 18 yaşından küçük olan çocukların cinsel ilişki kavramı kapsamına girmeyen davranışları hukuka uygun kabul edilmektedir. Ancak inceleme konusu suç olan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun vücut bulabilmesi için 15-18 yaş aralığındaki çocuğun cebir, hile ve tehdit olmadan vajinal veya anal yoldan tam bir ilişkiye girmiş olması gerekmektedir.

Cinsel ilişki kavramı kanunda tanımlanmamıştır. Ancak doktrindeki hakim görüşe göre cinsel ilişki kavramından anlaşılması gerekenin Türk Ceza Kanununun 103. Maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenen nitelikli hal olan vücuda organ veya sair cisim sokulması olduğu düşünülmektedir.

Cinsel ilişki kavramı dar yorumlanmakta olup kadın kadına yaşanan ilişkiler ve oral seks Yargıtay içtihatlarınca cinsel ilişki olarak değerlendirilmemektedir.

Yargıtay 14. C.D. 03.12.2015 tarih 2015/7489 E. 2015/11316 K.

Mağdurelerin aşamalardaki beyanları, olayın intikal şekli ve tüm dosya içeriğine göre, soruşturmanın başlamasından bir süre önce sanık D. H.’nün tanışıp arkadaş olduğu mağdureleri aracıyla birçok yere gezmeye götürdüğü, mağdurelere para ve kontör verdiği, kıyafet aldığı, intikal tarihine kadarki süreçte mağdurelerin onbeş yaşından büyük olduğu dönemlerde, cebir, tehdit, hile veya iradelerini etkileyen başka bir neden olmaksızın rızaları dahilinde sanığın cinsel organını bir kere mağdure Z.’in ağzına soktuğu, aynı eylemi mağdure E.’ya karşı iki kez, mağdure H.’ya karşı dört beş kez ve mağdure C.’a karşı birçok kez gerçekleştirdiği, ayrıcasanığın mağdure C. ile anal yoldan cinsel ilişkiye girmek istediği ancak mağdurenin acıdığını söylemesi üzerine cinsel organını sokmadan eylemine son verdiği, sanığın, araç içerisinde mağdure Y.’un elinden tuttuğu, bacakları ile göğüslerine dokunduğu ve dudaklarından öptüğü, sanık H.’un da mağdure C.’a karşı bir kere cinsel ilişkiye varmayacak şekilde göğüslerini öperek vücuduna dokunduğu ayrıca bir kere de cinsel organını mağdurenin ağzına soktuğu sabit olmakla birlikte, sanıkların cebir, tehdit, hile veya mağdurelerin iradelerini etkileyen başka bir fiilde bulunmaksızın rızaları dahilinde belirtilen eylemleri gerçekleştirdikleri sırada mağdurelerin onbeş yaşından büyük oldukları nazara alındığında anılan fiillerin suç teşkil etmemesi nedeniyle beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyetlerine hükmedilmesi…

Madde gereği somut olayda cebir, tehdit, hile bulunmaması gerekmekte bu durum da çocuğun cinsel ilişkiye rızasının var olduğu anlamına gelmektedir.

Ceza hukuku bakımından geçerli bir rızanın varlığından bahsedilebilmesi için rıza gösteren kişinin üzerinde tasarruf edebileceği bir hakkın varlığı gerekmektedir. Ayrıca rızayı gösterenin rıza göstermeye ehil olması gerekmektedir. Rızanın varlığının tespiti çok önemlidir. Eğer mağdur tarafından verilen hukuken geçerli bir rıza yoksa failin fiili Türk Ceza Kanununun 103. Maddesinde düzenlenen cinsel istismar suçu bakımından değerlendirilecektir.

b.      Mağdur

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun mağduru kendisine karşı gerçekleştirilen fiili algılayabilen 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük kız veya erkektir.

Bu suç tipi mağdur bakımından özgü suç niteliğindedir. Mağdurun 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olması zorunluluğu suçu özgü niteliğe sürüklemektedir. Şayet cinsel ilişki niteliğindeki fiiller bu yaş grubunda ancak algılama yeteneği gelişmemiş kişiye karşı gerçekleştirilirse bu durumda kanunun 103. Maddesinde bulunan çocukların cinsel istismarı suçunun unsurları değerlendirilebilecektir.

Kazai rüşt durumunda 18 yaşından küçük olduğu için veli izni veya hakim kararıyla evlenen çocuğun eşi ile arasında rızası dahilinde gerçekleşen cinsel ilişki suç teşkil etmemektedir. Çünkü bu çocuklarının evlenmeleri sonucu girdikleri cinsel ilişki yasal hale gelmiştir.

c.       Fail

Suçun faili cinsiyet fark etmeksizin herkes olabilir. Reşit olmayanla cinsel ilişkinin cezalandırılması için bazı hususların varlığı aranmaktadır. Bunlar; rızaya dayalı ilişkinin gerçekleşmesi ve süresinde yapılmış şikâyetin varlığıdır.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun taraflarının ikisinin de 15-18 yaş arasında olması durumunda hangisinin mağdur hangisinin fail olacağı hususunda karışıklık bulunmaktadır. Madde metninde bu duruma ilişkin herhangi bir düzenleme getirilmemişse de Yargıtay kararlarında hangi tarafından mağdur olduğunun tespitinin yapılamaması durumunda erkek çocuğun suçun faili olduğu yönünde karar verildiği görülmektedir.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/7112 E.   2014/5614 K., 24/04/2014T.

5237 sayılı TCK.nın 103. maddesinde düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçunun failinin cinsiyet farkı gözetilmeksizin herkes olabileceği, 15 yaşından küçüklerin birbirleriyle cinsel ilişkiye girmesi ve cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda vücuda organ sokan failin eyleminin TCK.nın 103/2. maddesinde yer alan suçu oluştururken vücuduna organ sokulan failin eyleminin TCK.nın 103/1. maddesinde yer alan suçu oluşturacağı cihetle; suç tarihinde 14 yaş 11 ay 25 günlük olan katılan mağdur E.(kız) ile 14 yaş 10 ay 19 günlük olan suça sürüklenen çocuk O.’ın (erkek) karşılıklı istekleriyle cinsel ilişkiye girdikleri böylece her ikisinin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işledikleri iddiasıyla görülen davada, mahkemece “suçun işlenmesinde kimin etkin yani kimin fail veya mağdur olduğunun anlaşılamadığı” gerekçesiyle taraflar hakkında beraat kararları verildiği, bu kararın yalnızca katılan mağdur E(kız) vekilince temyiz edildiği gözetilerek yapılan incelemede; Katılan mağdurun aşamalardaki beyanı, suça sürüklenen çocuğun ikrara yönelik savunmaları ve tüm dosya içeriğine göre; suça sürüklenen çocuk O.’ın (erkek) 15 yaşını bitirmemiş katılan mağdura yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği sabit olduğu halde, bu suçtan mahkûmiyeti yerine yerinde olmayan gerekçeyle beraatine hükmolunması,

d.      Netice

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu sırf hareket suçu olup tamamlanması için hareketin gerçekleşmesi yeterli olup netice aranmamaktadır. Netice aranmadığından da failin fiili ile netice arasında illiyet bağı oluşması söz konusu değildir.

e.       Suçun Konusu

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun konusu 15 yaşından büyük ve 18 yaşından küçük olan ve kendisine karşı gerçekleştirilen cinsel ilişki eyleminin sonuçlarını anlayan çocuğun vücududur.

f.       Suçun Nitelikli Halleri

  • Suçun Mağdur ile Aralarında Evlenme Yasağı Bulunan Kişi Tarafından İşlenmesi
  • Türk Ceza Kanunu 104. Maddenin 2. Fıkrasında suçun faili ile mağduru arasında evlenme yasağı bulunması durumunda verilecek cezanın on yıl ile on beş yıl arasında olacağını ortaya koymuştur. Aralarında evlenme yasağı bulunan kişiler ise Medeni Kanunun 129. Maddesinde sayılmıştır.  Bu suçun taraflarının 129. Maddede sayılan kişiler olması durumunda reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun nitelikli hali ortaya çıkmış olur.

I. Hısımlık

Madde 129 Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:

1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,

2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,

3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.

  • Suçun Evlat Edineceği Çocuğun Evlat Edinme Öncesi Bakımını Üstlenen veya Koruyucu Aile İlişkisi Çerçevesinde Koruma, Bakım ve Gözetim Yükümlülüğü Bulunan Kişi Tarafından İşlenmesi

Daha iyi şartlarda yaşaması amacıyla evlat edindirilen çocuğa karşı koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan fail tarafından bu suçun işlenmesi durumu çocuğun psikolojisini de daha yüksek oranda etkileyeceğinden kanunumuzda nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

2.      Manevi Unsurlar

İnceleme konusu suç ancak kasten işlenebilmektedir. Yani reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun faili mağdurun 15-18 yaş arasında bulunduğunu ve mağdurun rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiğini bilmeli bu fiili isteyerek gerçekleştirmelidir. Mağdurun 18 yaşından küçük olduğu konusunda şüphesi olan fail ise yine de cinsel ilişkiye girerse bu durumda olası kasttan sorumlu tutulabilecektir.

Bir suçun taksirle işlenmesinin cezalandırılacağı kanunda düzenlenmediği takdirde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketin cezalandırılması mümkün değildir. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ise yapısı gereği taksirle işlenememektedir.

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun yapısı gereği, meşru müdafaa, hakkın kullanılması, zorunluluk hali gibi sebeplerin hukuka uygunluk sebebi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.

Mağdurun rızası ise hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenmemiş olup, rızanın suçun unsuru olduğu tek suç tipidir.

II.      Suçun Özel Görünüş Biçimleri

1.      Teşebbüs

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna teşebbüs mümkündür. Suç cinsel vücuda organ girmesi ile tamamlanır. Reşit olmayanlarla cinsel ilişki suçunda fail mağdur ile cinsel ilişkiye girmek için elverişli hareketlerin icrasına başlamışsa da elinde olmayan fiillerle cinsel ilişkiyi gerçekleştirememişse bu suça teşebbüsten sorumluluğu doğar.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun oluşması için cinsel organın vajina veya anüse sokulması gerekmektedir. İlişki öncesinde gerçekleşen öpüşme, dokunma gibi fiiller fiilin hazırlık hareketi niteliğinde olduğundan teşebbüs söz konusu olamayacaktır.

2.      İştirak

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçuna iştirak mümkündür. Ancak bu suçta müşterek ve dolaylı faillikten söz edilememektedir.

104. maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında düzenlenen suçlar özgü suç niteliğindedir. Özgü suçlarda uygulama alanı bulan Türk Ceza Kanununun 40. Maddesinin 2. Fıkrasına göre özgü suçların işlenişine iştirak eden kişiler özgü suç kapsamında fail olma niteliği taşımıyorlarsa azmettiren ya da yardım eden olarak sorumlu tutulabilirler.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda müşterek faillik doktrinde kabul edilmemektedir. Doktrindeki ağırlıklı görüşe göre mağdurun rızasıyla aynı anda vajinal ve anal yolla ilişkiye rıza göstermeyeceği düşünülmektedir.

3.      İçtima

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu açısından zincirleme suç kavramının uygulanması mümkündür. Failin aynı suç işleme kastıyla aynı mağdur ile farklı zamanlarda cinsel ilişkiye girmesi durumunda zincirleme suç söz konusu olur.

Aynı anda tek fiille birçok mağdura karşı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu işlenemeyeceğinden, bu suç açısından Türk Ceza Kanununun 43. Maddesinin 2. Fıkrasındaki hükümlerin uygulanması mümkün değildir.

III.     Soruşturma, Kovuşturma Usulü ve Yaptırım

104. maddenin birinci fıkrasında bulunan suçun basit hali şikâyete tabi olup re’sen araştırılması mümkün değildir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu açısından birinci fıkraya giren durumlarda Asliye Ceza Mahkemesi, ikinci ve üçüncü fıkraya giren fiillerin gerçekleştirilmesi halinde ise Ağır Ceza Mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise genel kural gereği suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel halinde ceza iki yıl ile beş yıl arasında öngörülmüştür.  2. ve 3. Fıkrada düzenlenen nitelikli hallere göre ise on yıl ile on beş yıl arasındadır.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu