Aile Hukuku

Mal Rejimi

Eşlerin evlilik birliği içinde, sahip oldukları malvarlıklarının yönetimi, tasarrufu, tasfiyesi ile ilgili tüm konular mal rejimi kavramını oluşturur.

Mal rejimi 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 202-281. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Yasal Mal Rejimi – Seçimlik Mal Rejimi Ayrımı – Mal Rejimi

1) Yasal Mal Rejimi

2002 yılında yürürlüğe giren yeni Medeni Kanun ile eşler arasındaki yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi” olarak kabul edilmiştir. TMK madde 202/1: “Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.”

Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulan evlilik birliklerinde; yine bu tarihten önce edinilen mallar için mal ayrılığı, 01.01.2002 tarihinden sonraki edinimler için ise edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejimi ve özellikleri makalemizin ilerleyen kısımlarında ayrıntılı şekilde incelenecektir.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİEsas Numarası: 2005/3039Karar Numarası: 2005/6149Karar Tarihi: 18.04.2005

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden önce evlenmiş eşler arasında; 1.1.2002 tarihine kadar, daha önceden tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler, 1.1.2002 tarihinden başlayarak başka bir mal rejimini seçmedikleri taktirde, 1.1.2002 tarihinden geçerli olmak üzere, yeni kanunun yasal mal rejimi olarak kabul ettiği “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimini” seçmiş sayılırlar (4722 Sayılı Kanun m.10/1)

Eşler arasındaki mal rejimi; eşlerden birinin ölümü, evliliğin iptali, boşanma başka bir mal rejiminin kabulüyle sona ereceği gibi mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. (TMK.m.206, 225)

Temyiz incelemesine konu olan davada; mahkeme kararıyla mal ayrılığı rejimine geçilmesini (TMK.m.206) isteyen davacı, diğer eşin malvarlığının borca batık olması, ortaklıktaki payının haczedilmiş olması ve benzeri sebeplerden biriyle ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürdüğünü kanıtlayamamıştır. Tek başına, eşlerin fiilen ayrı yaşıyor olmaları Türk Medeni Kanununun 206. maddesi uyarınca haklı sebep olarak yorumlanıp mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi için yeterli değildir. Bunun kabulü; kendi kusurlu davranışıyla ayrı yaşamaya neden olan eşin; diğer eşin ileride doğabilecek katılma alacağı hakkını ortadan kaldırmasına olanak tanımak sonucunu doğurur. Bu ise, hiç kimsenin kendi kusurlu davranışıyla kendi lehine sonuç elde edemeyeceğine yönelik temel hukuk ilkesine aykırı olur.

Açıklanan nedenlerle kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.”

2) Seçimlik Mal Rejimi

Eşler, aralarındaki mali ilişkileri düzenleme konusunda kanunun çizdiği sınırlar içerisinde özgürdür. Eşler kanunda düzenlenmeyen bir mal rejimi türünü oluşturup benimseyemezler fakat kanunda üç tane mal rejimi düzenlenmiş olup eşler aralarında sözleşme düzenleyerek diledikleri mal rejimine tabi olabilirler.

Bu sözleşme evlilik öncesi yapılabileceği gibi pek tabi evlilik birliği sırasında da yapılabilir. Bu sözleşmeye mal rejimi sözleşmesi denmektedir. TMK madde 203: “Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.”

İşbu sözleşme yazılı şekil şartına tabi olup kanunun 205. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur”

Seçimlik mal rejimi ile eşler aşağıdaki mal rejimlerinden birini seçebilecektir;

  • Mal Ayrılığı
  • Paylaşmalı Mal Ayrılığı
  • Mal Ortaklığı

Seçimlik mal rejiminin oluşması, mal rejimi sözleşmesi yapılabilmesi için birtakım şartlar bulunmakta olup işbu şartlar şu şekildedir;

  • TMK madde 204 uyarınca, mal rejimi sözleşmesi yapabilmek ya da değiştirebilmek için eşlerin ayırt etme gücüne sahip olması gerekmektedir. Ayırt etme gücünü haiz küçüklerin ve kısıtlıların mal rejimi sözleşmesi yapması ise yasal temsilcilerinin yazılı iznine bağlıdır.
  • Mal rejimi sözleşmesi kanunumuzda resmi şekle tabi tutulmuş olup TMK madde 205’te bu husus şu şekilde düzenlenmiştir; “Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur” Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere mal rejimi sözleşmesi resmi şekilde, noter önünde, düzenleme veya onaylama şeklinde yapılmak zorundadır.

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2012/11466 Karar Numarası: 2013/8552 Karar Tarihi: 06.06.2013

“Somut olayda uyuşmazlık konusu olan husus; söz konusu bu sözleşmenin geçmişe etkili olarak yapılıp yapılamayacağı ve eğer yapılmış ise hüküm ifade edip edemeyeceğine ilişkindir. 4722 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 10/1 maddesinde aynen ‘Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten ( 1.1.2002 ) önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabii oldukları mal rejimi devam eder. Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini ( edinilmiş mallara katılma rejimi ) seçmiş sayılırlar’ denilmekte ve aynı kanunun 10/3 maddesinde de ” Şu kadar ki eşler yukarda öngörülen bir yıllık süre içerisinde mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejimini ( edinilmiş mallara katılma rejimini ) evlenme tarihinden ( Yani geçmişe etkili olarak ) geçerli olacağını kabul edebilirler.” hükmüne yer verilmektedir. Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde yukarda öngörülen bir yıllık süre içerisinde eşlerin geçmişe etkili olmak üzere sadece yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçebilecekleri açıktır. Diğer bir ifadeyle eşler kanunun tanıdığı bir yıl içinde geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında gene kanunun tanıdığı başka bir mal rejimini ( mal ortaklığı, mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini ) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemez ve belirleyemezler. Dolayısıyla varsa bile; böyle bir belirleme de yok hükmündedir ve kamu düzenine dair bu sınırlama sözleşme serbestisi kurallarına dayanılarak aşılamaz.

T.M.K.nun 203. maddesinde “mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar istedikleri mal rejimini, ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırılabilir veya değiştirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Doktrinde; 4721 Sayılı T.M.K.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra yapılan evliliklerde, eşlerin sonradan yapacakları bir mal rejimi sözleşmesiyle geçmiş etkili düzenleme getirmelerine yasal bir engel olmadığı ileri sürülmüş ve T.M.K.nun 203 maddesinde “… kanunda yazılı sınırlar içinde, …” kavramının da buna engel oluşturmadığı görüşü belirtilmiş ise de, sözü edilen 203. maddedeki kavramın buna yasal bir engel oluşturduğu konusunda duraksamamak gerekir. Çünkü aile hukukunda; tam ve sınırsız bir sözleşme serbestisi kabul edilmemiş, tam aksine özgür tam aksine özgür iradeye dayalı sözleşme serbestisinin sınırlı olarak kabul edildiği ve kullanıldığı görülmektedir. Bu konuda en büyük yasal engel de, 4722 Sayılı Kanunun 10/3. fıkrası olmaktadır. Bu nedenle, taraflar arasında yapılan mal ortaklığı sözleşmesinin geçmişe etkili olarak taşınmazın edinildiği 17.11.1980 tarihini de kapsayacak şekilde uygulanması olanağı bulunmamaktadır.”

3) Olağanüstü Mal Rejimi

Türk Medeni Kanunumuz, bazı hallerde eşlerin mevcut mal rejimlerini değiştirmelerine imkan tanımakta olup aynı zamanda bazı durumlarda hakim kararıyla eşler arasındaki mal rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüştürülmesine imkan vermiştir. Her iki ihtimalde de olağan mal rejimi terk edilmekte olduğundan sebeple bunlara olağanüstü mal rejimi denmektedir.

Eşler aralarındaki mal rejimi sözleşmesini evliliklerinin her aşamasında değiştirebilmekte olup Olağanüstü Mal Rejimi TMK madde 206’da şu şekilde düzenlenmiştir;

“Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.

Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:

1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,

2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,

3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,

4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,

5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.

Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.”

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2013/11089 Karar Numarası: 2014/7833 Karar Tarihi: 22.04.2014

“TMK’nun 206. maddesine göre mal ayrılığına dönüştürülmesine ilişkindir. TMK’nun 206.maddesine göre haklı bir sebep varsa Hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir. Haklı sebebin varlığına ilişkin maddede beş bent halinde sebepler sayılmış ise de bu sebepler maddede yazılı olanlarla sınırlı değildir. Dava dilekçesi ekinde sunulan davalının evlilik birliği içindeki şirket ortaklığı sebebiyle malvarlığının haczedildiğine dair icra takip belgeleri ve dosya kapsamından davalının ortaklığın menfaatini tehlikeye düşürdüğü de gözetildiğinde TMK’nun 206.maddedeki 2 ve 3.bentlerde yazılı sebeplerin somut olayda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle Mahkemece taraflar arasında geçerli yasal mal rejiminin “mal ayrılığı” rejimine dönüştürme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiştir.”

Hakim Kararıyla Mal Ayrılığı Rejimine Geçişin Şartları:
  • Eşlerden birinin talebi
  • TMK madde 206’daki haklı sebeplerden birinin bulunması (işbu haklı sebepler örnek niteliğinde olup sınırlayıcı nitelikte değildir.)

Hâkim kararıyla olağanüstü mal rejimine geçişin, TMK madde 206 dışında da mümkün olabileceği bir durum vardır. Bu durum yine Tük Medeni Kanunumuzun 210. Maddesinde düzenlenmiş olup iş bu maddenin amacı, mal ortaklığı rejimine tabi eşlerden birine icra takibinde bulunan 3. Kişileri korumaktır.

İşbu madde uyarınca mal ortaklığı rejimine tabi eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan alacaklı şayet haczin uygulanması noktasında zarara uğrarsa hâkimden mal ayrılığına karar verilmesini talep edebilir.

1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik birliği içerisinde edinilen malların ortak mal olarak kabul edilmesi esasını benimser. İşbu mal rejiminin tasfiyesi konu olduğunda eşlerin; evlilik birliği içinde satın alınan taşınır mallarda, taşınmaz mallarda ve birikimlerde eşit hakka sahip olduğu kabul edilir ve bu doğrultuda paylaştırma yoluna gidilir.

Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşler açısından iki önemli kavram gündemde olup bunlar; edinilmiş mal ve kişisel maldır.

Edinilmiş Mallar:

Edinilmiş mal kavramı Türk Medeni Kanunu’nun 219. Maddesinde; “Her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. ”Şeklinde tanımlanmıştır.

Bir malın, “edinilmiş mal” olarak kabul edilebilmesi için 2 tane şart bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir;

  • Edinilmiş mallara katılma rejiminin, eşler arasında mevcut olduğu zaman dilimi içerisinde edinilmiş bir mal olmalıdır.
  • Söz konusu malın veya malvarlığı değerinin, eşlerin emekleri karşılığı edinilmiş olması gerekmektedir. Örneğin; eşlerden birine miras kalan bir taşınmaz, emek unsuru eksikliği nedeniyle edinilmiş mal olarak kabul edilmez

Türk Medeni Kanunumuzun 219. Maddesinin 2. Fıkrasında şu şekilde örneklendirilmiştir;

1. Çalışmanın karşılığı olan edimler, örneğin; maaş

2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, örneğin; emekli ikramiyesi

3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, örneğin; maluliyet tazminatı

4. Kişisel mallarının gelirleri, örneğin; baba yadigarı evin kirası

5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler, örneğin; eşlerin birlikte aldığı evi satarak aldıkları araba

Kişisel Mallar:

Kişisel mallar ise TMK’nın 220. Maddesinde düzenlenmiş olup işbu maddeye göre kişisel mal; mal rejimi öncesinde eşlerden birine ait olan ya da eşlerden birinin evlilik içinde miras veya karşılıksız kazanma yoluyla edindiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacaklarıdır. TMK madde 220’de kişisel mallar sınırlı olarak sayılmış olup şu şekildedir;

1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, örneğin; erkeğe ait altın saat

2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, örneğin; eşin annesinden kalan yazlık ev ya da eşe bağışlanan bir araba

3. Manevi tazminat alacakları, örneğin; trafik kazası sonucu alınan manevi tazminat

4. Kişisel mallar yerine geçen değerler, örneğin; kişisel malın satılması ile elde edilen para

  • Kişisel mallar sadece kanunda sayılanlardan ibaret değildir. Türk Medeni Kanunu madde 221/I uyarınca, bir mal rejimi sözleşmesi ile “Bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını” kararlaştırabilirler. Örneğin; Fotoğrafçılık mesleğini icra eden bir eşin maaşı her ne kadar edinilmiş mal kabul edilse de bu maaş ile fotoğrafçılık ekipmanı alınması sonucu bu taşınırların kişisel mal olarak kabul edileceği mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilebilecektir.
  • Bunun yanı sıra, eşler yapacağı mal rejimi sözleşmesiyle TMK madde 221/II uyarınca “kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağına” karar verebilecektir. Örneğin; evlilik öncesi alınan bir evin kira gelirinin, edinilmiş mal olarak kabul edilmesi pek tabi bir mal rejimi sözleşmesi ile mümkün olabilecektir.
Paylı Mallar:

Türk Medeni Kanunun 222/II. Maddesinde düzenlendiği üzere, şayet ortada, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen bir mal var ise bu malın eşlerin paylı mülkiyeti sayılır.

TMK madde 222/II: “Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.”

Av. Ahmet EKİN &Stj. Av. Melike ERGÜN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu