Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası (TCK m.132)

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 132. maddesinde düzenlenmiş olup kişilerin özel haberleşme özgürlüğünü güvence altına almayı amaçlamaktadır. Bu suçun temel amacı, bireylerin özel haberleşmelerinin başkaları tarafından izinsiz şekilde dinlenmesini, kaydedilmesini ya da üçüncü kişilerle paylaşılmasını engellemektir.
Haberleşme Özgürlüğü Nedir?
Haberleşme özgürlüğü, kişinin dilediği kişiyle dilediği yöntemle haberleşme hakkına sahip olması ve bu haberleşmenin gizli kalmasının teminat altına alınmasıdır. Bu özgürlük, aynı zamanda özel hayatın gizliliği ilkesinin bir parçasıdır. Dolayısıyla haberleşme sadece bireyin seçtiği kişiler arasında gerçekleşmeli, üçüncü şahısların erişimine veya gözetimine maruz kalmamalıdır.
Suçun Konusu
TCK m. 132’deki düzenlemeye göre, cezai yaptırım “haberleşmenin içeriği” üzerinden uygulanır. Bu nedenle, suçun oluşması için kişiler arasındaki yazılı, sözlü ya da dijital haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi gerekir. Burada önemli olan, sadece haberleşmenin yapılması değil, bu haberleşmenin gizli kalması gereken içeriğinin izinsiz olarak elde edilmesi ya da yayılmasıdır.
Haberleşme Kapsamındaki Araçlar
Yasa koyucu, iletişim aracının türünü sınırlamamıştır. Bu nedenle; telefon konuşmaları, mektuplar, e-postalar, fakslar, telgraflar ve diğer dijital iletişim araçları haberleşme kapsamında değerlendirilir. Bu araçlarla yapılan iletişimin içeriğinin izinsiz öğrenilmesi veya kaydedilmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlâl suçu kapsamına girer.
Fail ve Mağdur
Bu suçu genellikle haberleşmenin tarafı olmayan bir kişi işler. Taraflardan birinin bu suçu işlemesi halinde farklı bir değerlendirme yapılır:
- Eğer taraflardan biri diğer tarafın rızası dışında gizliliği ihlal ederse, bu durum TCK m. 132/3 kapsamında değerlendirilir.
- Eğer suçu işleyen kişi kamu görevlisiyse ve görevinden kaynaklı yetkisini kötüye kullanıyorsa, bu durumda ceza ağırlaştırılır (TCK m. 137/1-a).
Suçun mağduru ise, gizliliği ihlal edilen kişidir.
Haberleşme İçeriğinin Kayda Alınması (TCK m. 132/1 c.2)
Eğer iletişim sadece dinlenmekle kalmayıp aynı zamanda kayıt altına alınırsa örneğin ses kaydı yapılması, mektubun kopyalanması gibi durumlar suçu daha ağır bir hale getirir.
Kamu Görevlisinin Görev Yetkisini Kötüye Kullanması (TCK m. 137/1-a)
Kamu görevlisinin haberleşmeyi görevinden aldığı yetkiyi aşarak ihlal etmesi halinde, ceza artırılarak verilir. Bu durumda hem kamu güveni sarsılır hem de kişisel haklar ciddi şekilde zarar görür.
Meslek veya Sanat Kolaylığıyla Suçun İşlenmesi (TCK m. 137/1-b)
Bir kişinin mesleği ya da sanatının sağladığı imkânlarla (örneğin teknik servis çalışanının cihazdan veri elde etmesi) bu suçu işlemesi halinde ceza ağırlaştırılır. Bu düzenlemede, meslek ya da sanatın her ikisine birden sahip olmak değil, birinin yeterli olması esas alınır.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunda Hukuka Uygunluk Halleri
Bazı durumlarda haberleşmenin izlenmesi ya da kayda alınması hukuka aykırılık oluşturmaz. Bu haller şunlardır:
- Kanun hükmünün yerine getirilmesi (TCK m. 24/1): Eğer kişi yasal bir yetkiyle hareket ediyorsa, suç oluşmaz.
- İlgililerin rızası: Eğer tüm haberleşme tarafları açık veya zımni şekilde rıza gösterdiyse, bu durumda suç oluşmaz.
İşyerlerinde Denetim
İşverenlerin, çalışanların e-postalarını ya da iletişimlerini denetleyebilmesi için çalışanlardan açık ya da örtülü bir onay almış olması gerekir. Genel bir denetim politikasının varlığı, çalışan bilgilendirilmemişse rıza anlamına gelmez.
Suçun Manevi Unsuru: Kast
Bu suç, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Failin amacı doğrudan gizliliği ihlal etmek olmalıdır. Ancak olası kast durumunda da sorumluluk doğar; yalnızca verilecek cezada indirime gidilir (TCK m. 21/2). Örneğin eğer biri, mektubu içindeki parayı almak için açarsa bu durumda “haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu” değil, hırsızlık suçu gündeme gelir.
Teşebbüs ve İştirak
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, hareketleri bölünebildiği ölçüde teşebbüse elverişlidir. Yani iletişimin tamamına erişmeden bile suç işlenmiş sayılabilir.
Ayrıca bu suça birden fazla kişinin iştirak etmesi de mümkündür. Eğer kişi haberleşmeyi sadece dinlemekle kalmayıp aynı zamanda içeriği başkalarına da açıklarsa, hem TCK m. 132/1 hem de TCK m. 132/2 uyarınca ayrı ayrı cezalandırılır. Bu durumda gerçek içtima uygulanır.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Cezası
Bu suçu işleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer suç nitelikli halde işlenmişse (örneğin kamu görevlisi tarafından), ceza artırılır.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Soruşturulması ve Yargılama Süreci
Bu suçlar, şikâyete bağlı olarak soruşturulur ve kovuşturulur. Görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme, gizliliğin ihlal edildiği yer mahkemesidir.
Sonuç
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, bireylerin özel alanını ve kişisel verilerini koruma altına alan önemli bir ceza hukuku düzenlemesidir. Günümüzde dijital iletişimin yaygınlaşmasıyla birlikte bu suçun önemi daha da artmıştır. Bu nedenle haberleşme içeriklerine izinsiz şekilde erişmek, kayıt altına almak veya ifşa etmek ciddi sonuçlar doğurur ve cezai yaptırımı beraberinde getirir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN