Ceza Hukuku

Tehdit Suçu (TCK m. 106)

Tehdit Suçu (TCK m.106)

Tehdit, failin gelecekte gerçekleşmesi muhtemel kötülük durumunu mağdura iletmesidir. Tehdit kavramı birçok suçun unsurunu veya nitelikli halini oluşturmaktadır. Tehdit suçu Türk Ceza Kanununun 106. maddesinde düzenlenmektedir. Bu maddenin birinci fıkrası suçun temel şeklini düzenlemekteyken ikinci fıkrası ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerine yer vermiştir.

Tehdit Madde 106-

(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tehdit suçuyla korunan hukuki değer; kişilerin iç huzuru, sükunudur. Aynı zamanda bu suçun düzenlenmesiyle kişilerin serbest iradesiyle karar verme ve hareket etme özgürlükleri de korunmaktadır.

I.          Suçun Unsurları

1.         Maddi Unsurlar

a.         Fiil

Türk Ceza Kanununun 106. Maddesinin 1. Fıkrasında cezalandırılacak fiil “kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmek” olarak düzenlenmiştir. Bu suç yazılı veya sözlü şekilde işlenebilir. Önemli olan bu fiilin mağdura ulaştırılmasıdır.

Tehdit, failin istediği davranışın yerine getirilmemesi durumunda mağdurun başına kötülükler geleceğini bildirmesidir. Tehdit suçunun oluşabilmesi için haksız saldırı veya kötülüğün gerçekleşmesi aranmamakta ciddi mahiyette kötülüğün gerçekleşeceğinin mağdura bildirilmesi yeterlidir. Bu bildirimin mağdur üzerinde etki yaratması da önemli değildir. Yani tehdit suçu sırf hareket suçu olup suçun oluşması için herhangi bir neticenin varlığı aranmamaktadır.

Yargıtay içtihatlarında; “sen gel de, seninle dışarıda özel görüşelim” “senin için iyi olmayacak, bana bayramı zehir ettin ama yanına kalmayacak” “evlat acısı yaşatacağım”, “yakacağım sizi”, gidersen bacaklarını kırarım”, “seni erkeklere satacağım” cümleleri tehdit olarak değerendirilmektedir.

b.         Fail

Suçun faili hakkında kanunda herhangi bir sınırlandırmaya gidilmemiş olup tehdit suçunun faili herkes olabilmektedir.

Türk Ceza Kanununun 266. Maddesi; “Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.” Düzenlemesine yer vermiş olup kamu görevlisinin elindeki araçlarla tehdit suçunu işlemesi halinde daha ağır cezaya hükmedileceği açıktır.

c.         Mağdur

Suçun mağduru hakkında da failde olduğu gibi kanunda herhangi bir düzenlemeye gidilmediğinden bu suçun mağduru herkes olabilmektedir. Muhatabı belli olmayan eylemler ise tehdit suçunu oluşturmayacaktır.

Tehdidin mağdurun şahsına yapılması zorunlu değildir. Akraba veya yakınlarına yöneltilmesi de tehdit suçunu oluşturmaktadır.

Ruhen ve fiziken tehdit kavramını algılayamayacak kişilere karşı gerçekleştirilen fiiller tehdit suçunu oluşturmayacaktır.

d.         Konu

Tehdit suçunun konusu mağdurun iç huzurudur. Bu suç tipi sonunda bir zarar oluşması aranmadığından tehdit suçu soyut tehlike suçudur.

e.         Suçun Nitelikli Halleri

Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Haller
  • Tehdidin silahla işlenmesi

Türk Ceza Kanununun 6. Maddesinin 1. Fıkrasının f bendine göre silah kavramından; “1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” anlaşılmalıdır. Bu madde kapsamında sayılan silahların kullanılmasıyla gerçekleştirilen fiiller tehdit suçunun nitelikli halini oluşturmaktadır. Tehdit suçunun nitelikli halinin oluşması için mutlaka silahın faile yöneltilmesi gerekmez.

YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ 2015/9696 Esas, 2016/1057 Karar,

15.02.2016 Tarih.

Mağdurların …….bir yerlerde alkol alıp 19.04.2006 tarihinde saat 06.45 sularında …… İstikametine yürüdükleri esnada, sanıkların sırnaşık hareketlerle, müştekilerden ….’in üstünden Nokia 2300 model cep telefonunu, diğer müşteki ……’ün de üstünden Nokia 1100 marka telefonu ve 25.-YTL parasını fark ettirmeden alıp gittikleri, müştekilerin durumu fark etmeleri üzerine, sanıkların yanlarına telefonu istemeye gittiklerinde, sanıkların kendilerine falçata çekmeleri şeklinde gelişen eylemde; eylem hırsızlık ve silahlı tehdit suçunu oluşturduğu halde, yerinde olmayan gerekçe ile bu suçla ilgili bir hüküm kurulmaması,

Failin herhangi bir söz söylemeksizin yalnızca silahı göstermesi de tehdit suçunu oluşturmaktadır.

Silahın içinde mermi olmaması, oyuncak silah olması durumlarında da korkutma durumu oluşmuşsa tehdit suçu oluşur.

  • Tehdidin kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi

Bu nitelikli halle anlatılmak istenen failin yaptığı makyaj, giydiği kıyafetlerle kendini tanınmayacak hale getirmesidir. Gerçekleştirilen değişikliğe rağmen fiil gerçekleştirilirken tanınmışsa bu durumda nitelikli hal oluşmayacaktır.

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2012/608 Esas, 2013/15298, Karar 20.05.2013 Tarih.

TCK’nın 106. maddesinin 2/b fıkra ve bendinde düzenlenen tehdidin ‘kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle’ işlenmesiyle ilgili nitelikli şeklinin ancak; sanıkla yüzyüze iletişim kurulan hallerde ve sakal, bıyık veya maske takma, kıyafetinde değişiklik yapma gibi dış görünümünü ve dolayısıyla kimliğini değiştirecek şekildeki davranışların varlığı halinde uygulanabileceği gözetilmeden ‘gizli numara aradığı’ gerekçesiyle, aynı maddenin birinci fıkrasının ilk cümlesi yerine, somut olaya uymayan 2. fıkrası uygulanarak fazla cezaya hükmedilmesi

İmzasız mektupla işlenen tehdit suçunun nitelikli hal olarak düzenlenmesinin sebebi bir yandan bu durumun mağdurda daha ağır korku oluşturacağı bir yandan da mağdurun bu tehdit karşısında kendisini korumasının mümkün olmamasıdır. Bu nitelikli halin uygulanması için mağdurun kendisine gelen imzasız mektubu kimin yazdığını anlayamamış olması gerekmektedir.

Tehdit suçunun özel işaretlerle işlenmesine örnek olarak mağdurun evinin kapısında haç işareti, vahşi hayvan, kurukafa gibi şekillerin çizilmesi verilebilir.

  • Tehdidin birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

Tehdit suçunun birden fazla kişiyle işlenmesi halinde kişinin kendini koruma imkanı oldukça düşmektedir. Kanun koyucu da bu durumu dikkate alarak kanunda nitelikli hal olarak düzenlemiştir. Bu nitelikli halin gündeme gelmesi için suçun en az iki kişi tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu halin oluşması için icra hareketlerine müşterek fail ağırlığında katılım aranmaktadır.

  • Tehdidin var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi

Bu halde de mağdur tehdit fiiliyle kendini basit tehdite göre daha savunmasız hissedeceğinden nitelikli hal olarak düzenlemeye yer verilmiştir.

Daha Az Cezayı Gerektiren Nitelikli Hal

Türk Ceza Kanununun 106. Maddesinin 1. Fıkrasının 2. Cümlesinde “Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” hükmüyle daha hafif ceza gerektiren nitelikli hal düzenlemesine yer verilmiştir. “Sair kötülük” kavramıyla anlatılmak istenen durumlar ise kişinin şerefi, onuruna yapılan haksız saldırıların tümüdür. Yargıtay bazı kararlarında; “sana ne yapacağımı biliyorum en kısa zamanda bir şeyler yapacağım”, “size yarın gününüzü göstereceğim” gibi ifadeleri sair kötülük saymıştır.

YARGITAY. 9. CEZA DAİRESİ. E. 2010/1224, K. 2012/368 K., T. 09.01.2012

Sanığın söylediği iddia ve kabul edilen ‘işlerini başına yıkarım’ şeklindeki sözlerin TCK’nın 106/1-2. fıkra ve cümlesinde tanımlanan sair tehdit suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması

2.         Manevi Unsurlar

Tehdit suçunun manevi unsuru kasttır. Kişi başkasını haksız bir fiille yüz yüze getirmek konusunda tehdit ettiğini bilmeli ve istemelidir.  Tehdit suçunun taksirle gerçekleştirilmesine ilişkin kanunda bir düzenleme bulunmadığından ve suçun taksirle işlenecek hali kanunda düzenlenmediğinde cezalandırılamayacağından ve suçun yapısı gereği tehditin taksirle işlenmesi mümkün değildir. Ayrıca tehdit bakımından herhangi bir saik de aranmamaktadır.

3.         Hukuka Aykırılık Unsuru

Hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmesi için zararın haksız olması gerekmektedir. Hukuka uygunluk sebeplerinden somut olaya göre meşru savunma veya haksız tahrik hükümlerinin uygulama alanı bulması mümkündür.

II.         Özel Görünüş Halleri

1.         Teşebbüs

Teşebbüs kanunun 35. maddesinde “Kişi işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Şeklinde tanımlanmıştır.

Tehdit suçunun, soyut bir tehlike suçudur. Yani suçun oluşması için mağdurun iç huzurunun bozulması yukarıda da belirttiğimiz gibi aranmamaktadır. Suçun işlenmesi için mağdurun iç huzurunu bozacak eylemin mağdura iletilmesi yeterlidir. Bu nedenle tehdit suçu kural olarak hareketin teşebbüse olanaklı değildir. Ancak tehdit fiili icra hareketlerine bölünebiliyorsa bu durumda teşebbüs durumu söz konusu olabilecektir. Yargıtay içtihatlarında tehdit mektubunun kargoya verilmesi ancak mektubun kaybolması durumunda suçun teşebbüs aşamasında kalacağı belirtilmektedir.

2.         İştirak

Tehdit suçuna iştirakın her hali mümkündür. Birlikte suç işleme iradesine sahip birden fazla kişinin tehdit suçunu oluşturan fiilleri birlikte gerçekleştirmeleri halinde iştirak halinde tehdit suçu işlenmiş olacaktır.

3.         İçtima

Failin aynı mağduru tek suç işleme iradesi çerçevesinde birden fazla kez tehdit etmesi halinde her ne kadar tek suç oluşacaksa da zincirleme suç hükümleri kapsamında cezanın attırılması gerekmektedir.

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2016/10746 Esas, 2020/9984 Karar,

14.09.2020 Tarih.

Sanığın hakkında haciz işlemi yaptıran müşteki …’a sinirlenip iş yerine av tüfeğiyle giderek Yurdakul’un babası olan müşteki …’ı av tüfeğiyle tehdit ettikten sonra iş yerinde olmayan müşteki Yurdakul’u gıyabında tehdit etme eylemlerinin aynı olay bütünlüğü ve kısa zaman aralığı içerisinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında zincirleme suç hükümleri gereği TCK’nın 106/2-a ve 43/2. maddeleri uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan tehdit ve silahla tehdit suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,

Failin aynı fiille birden fazla kişiye karşı tehdit suçunu işlemesi halinde ise yine tek suç oluşacaksa da aynı neviden fikri içtima hükümleri gereği ceza arttırılacaktır.

Fail farklı kişileri farklı zamanlarda tehdit etmişse her mağdur bakımından ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

Türk Ceza Kanununun 106. Maddesinin 3. Fıkrası özel bir içtima hükmüne yer vermiş olup bu maddeye göre; “Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”

III.       Soruşturma Usulü ve Yaptırım

Tehdit suçunun temel biçimi şikayete tabiyken, nitelikli halleri ise re’sen soruşturulmaktadır. Tehdit suçunu incelemekle görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemeleridir.

Türk Ceza Kanununun 106. Maddesinin 1. Fıkrasının 1. Cümlesine göre hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlığa karşı saldırı durumunda fail altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır. Aynı fıkranın ikinci cümlesi ise suçun daha az cezayı gerektiren halini düzenlemiş olup altı aya kadar cezaya hükmedilecektir.

Tehdit suçu tüzel kişi organlarıyla da işlenebileceğinden, tüzel kişilerin bu suçu işlemesi durumunda Türk Ceza Kanununun 111.maddesinde yer alan tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmektedir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu