Ceza Hukuku

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ve Cezası Nedir?

Resmi belgede sahtecilik suçu, bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleme, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme veya sahte resmi belgeyi kullanma şeklinde işlenir. Bu suçun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu m. 204’te resmi belgede sahtecilik şu şekilde düzenlenmiştir;

  • (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • (3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

Resmi belgede sahtecilik suçu, kanunda sivil kişiler ve kamu görevlisi olan kişiler tarafından ayrı şekillerde işlenebilen suçlar olarak düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası sivil kişilerce, ikinci fıkrası ise kamu görevlisi olan kişilerce işlenebilir.

Resmi belgede sahtecilik suçunun hukuksal konusu kamu güvenidir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları

Resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları; maddi unsurlar, manevi unsurlar ve hukuka aykırılıktan oluşur.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Fail ve Mağduru

Bu suç, kanunda herkesin işleyebileceği ve görevi gereği yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilir bir suç olarak düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası herkes tarafından işlenebilen resmi belgede sahtecilik suçunu, ikinci fıkra ise kamu görevlilerinin görevi sebebiyle işleyebileceği resmi belgede sahtecilik suçu düzenlenmiştir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Konusu

Resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu, resmi belge ve bu nitelikteki belgeler oluşturur. Burada resmi belgeden kasıt, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği olarak düzenlediği belgedir. Kamu görevlisinin düzenlediği belgenin resmi belge olabilmesi için, kamu görevlisinin bu belgeyi göreviyle bağlantılı olarak düzenlemesi gerekir.

Bir kamu görevlisi, başka bir kamu görevlisinin görevine giren bir belgeyi, kamu görevlisi sıfatından yararlanmak suretiyle sahte olarak düzenlerse, sivil bir kimse tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçu oluşur. Bu nedenle trafik polisinin sahte olarak düzenlediği tapu senedi bakımından TCK m. 204/1’den değil, 204/2’den sorumlu olur.

TCK m. 210/1’e göre bazı belgeler özel belge olmalarına rağmen, ceza sorumluluğu bakımından resmi belge hükmündedir. Bu düzenleme uyarınca;

  • Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Bu maddeye göre, kambiyo senetleri, yani çek, bono ve poliçe ceza hukuku bakımından resmi belge niteliğindedir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Fiil Unsuru

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Fiil Unsuru

Herkesin işleyebildiği, TCK m. 204/1’de düzenlenen suçun fiil unsuru, bir resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek veya sahte bir resmi belgeyi kullanma şeklindedir. Bu nedenle suç seçimlik hareketli bir suçtur.

İlk seçimlik hareket olan bir resmi belgeyi sahte olarak düzenlemekten kasıt, resmi belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. Burada düzenlenen belgenin iğfal kabiliyetine sahip olması gerekir.  Yani dışardan bir gözle sahte olduğu fark edilemeyecek şekilde olmalıdır.

Nitekim Yargıtay bir kararında sahte resmi belgenin iğfal kabiliyeti hakkında şöyle bir karar vermiştir;

“Sanığın, borcuna karşılık olarak katılana verdiği 15.07.2009 tarihli 9.543 TL bedelli çeki ödeyip katılandan geri aldığı, katılanın çekin arkasında cirosunun bulunduğu, sanığın geri aldığı çekin miktar kısmını 39.543 TL olarak, tarihini de 15.09.2009 olarak değiştirdikten sonra yeninden ciro ederek …’a verdiği, çekin … tarafından katılan ve sanık aleyhine icraya konulduğu, sanığın çek üzerinde tahrifat yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; katılanın sanıktan aldığı çeki ciro ederek borcuna karşılık … isimli kişiye verdiği daha sonra borcunu ödeyerek geri aldığı çeki, arkasında kendi cirosu bulunduğu halde sanığa geri verdiği ve karşılığında demir alarak çek bedelinin katılana ödendiği, katılanın bu çek sebebiyle herhangi bir borcunun olmadığının sanık tarafından bilindiği halde, çek üzerinde katılanın bilgisi ve rızası olmaksızın miktar ve tarih kısmının değiştirilerek başkasına ciro edilerek katılanın borçlu konumuna getirildiği, sanığın eylemin bu şekilde gerçekleştiğine dair kabulünün de bulunduğu olayda öncelikle suça konu çek aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp aldatıcı niteliğinin bulunduğunun anlaşılması halinde sübut bulan resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile eylemin ikiye bölünerek resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz kalmış senedi tahsile koymak suçlarından beraat hükümleri kurulması, yasaya aykırı” Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2021/1484 Karar: 2021/3884 Tarih: 20.04.2021

İkinci seçimlik hareket olan resmi bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme durumunda ise; esasen geçerli bir resmi belge vardır, ancak silme, ekleme veya değiştirme suretiyle resmi belge değiştirilmektedir.

Son seçimlik hareket ise; sahte bir resmi belgeyi kullanmaktır. Bu belgenin kim tarafından sahte olarak düzenlendiğinin bir önemi yoktur.

TCK m. 204/3’te ise; suç bakımından daha fazla ceza verilmesini gerektiren hal düzenlenmiştir. Buna göre; “Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.”

Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi, belge aslının ele geçirilmesi gerekir. Şayet belgenin aslı ele geçirilemediyse bu belgenin aldatma kabiliyetine sahip olup olmadığının değerlendirilmesi sağlıklı olmayacaktır.

Nitekim İzmir BAM bir kararında bu şekilde hüküm kurmuştur;

“Dairemizce yapılan incelemede:

Resmi belgede sahtecilik suçlarında; suça konu belge/belgelerin aldatma yeteneği olup olmadığının tayin ve takdirinin hakime ait olup, suça konu belge aslının öncelikle aldırılması ve duruşma sırasında da emanetten celp edilerek incelenip, genel özelliklerinin ve aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının duruşma tutanağına yansıtıldıktan sonra verilen kararın istinaf edilmesi halinde söz konusu belgelerin denetime olanak verecek şekilde dava dosyasına eklenerek dosyanın istinaf incelemesine gönderilmesi gerektiği halde; yerel mahkemece suça konu belge aslı temin edilerek emanete alınmadan ve denetime olanak verecek şekilde dosyaya eklenmeden dava dosyasının istinaf incelemesine gönderilmiş olması nedeniyle Dairemizce sağlıklı bir istinaf incelemesi yapılamayacağından;

Yerel mahkemece suça konu belge aslının temini ile öncelikle adli emanete kaydının yaptırılarak, emanet makbuzu ile birlikte emanet eşyanın denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması ve bu şekilde dava dosyasının istinaf incelemesine gönderilmesinin temini için hükmü veren …. Ağır Ceza Mahkemesine İADESİNE kesin olmak üzere 17/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” İzmir BAM 6. Ceza Dairesi Esas: 2019/1695 Karar: 2019/1297 Tarih: 17.07.2019

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Manevi Unsuru

Resmi belgede sahtecilik suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, resmi belgeyi sahte olarak düzenlediğini, değiştirdiğini veya kullandığını bilmeli ve bunu istemelidir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru

Resmi belgede sahtecilik suçunda bireyin ya da kamu görevlisinin sahteciliğe rıza göstermesi, hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Zira bu suçta bireyin ya da kamu görevlisinin değil, kamunun güveni korunmaktadır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Özel Görünüş Biçimleri

Resmi belgede sahtecilik suçunun özel görünüş biçimleri;

  • Teşebbüs,
  • İştirak,
  • İçtimadan oluşur.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçuna Teşebbüs

Resmi belgede sahtecilik suçuna teşebbüs, icra hareketleri bölünebildiği oranda mümkündür. Sahte bir resmi belgeyi düzenleme suçunun tamamlanması için belgenin düzenlenmiş olması yeterlidir. Kullanılması gerekmez. Buna karşın, örneğin, fail A, sahte olarak düzenlenen tapu ile noterde taşınmaz devri yaparken yakalanırsa sahte resmi belgeyi kullanma suçuna teşebbüs etmiş olur.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçuna İştirak

Resmi belgede sahtecilik suçuna iştirak bahsinde genel hükümler uygulanır ve her türlü iştirak mümkündür. Buna karşın TCK m. 204/2’de yalnızca kamu görevlilerinin işleyebildiği resmi belgede sahtecilik suçu bakımından TCK m. 40/2 hükmü uygulanır ve bu suça iştirak eden sivil kişiler yardım eden veya azmettiren olarak cezalandırılır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçuna İştirak

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda İçtima

Sahte resmî belgenin bir başka suçun islenmesi sırasında kullanılması durumunda gerçek içtima hükümleri uygulanır (TCK m. 212). Fail hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılır. Örneğin vergi dairesinde veznedar olarak çalışan (A), tahsil makbuzlarında tahrifat yaparak bir miktar parayı kendisine mal ederse hem zimmet hem de belgede sahtecilik suçlan oluşur.

Sahte belgenin aldatıcı olmaması durumunda belgenin kullanıldığı diğer suçun oluşup oluşmadığına bakılmalıdır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Cezası

Resmi belgede sahtecilik suçunun temel halinin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. TCK m. 204/2 kapsamında işlenen suç söz konusu ise suçun cezası üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır.

TCK m. 204/3 hükmüne göre; resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Yargılaması

Türk Ceza Kanunu m. 204’te resmi belgede sahtecilik suçu bakımından öngörülen cezanın üst sınırı on yıldan aşağıdır. Bu nedenle her ne kadar görevli mahkeme asliye ceza mahkemesi olarak görünse de Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun m. 12/1’e göre resmi belgede sahtecilik suçu ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren istisnai suçlar arasında yer alır.

Bu suçun takibi şikâyete bağlı olmadığı ve tarafın kamu olması sebebiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 253’te düzenlenen uzlaşma müessesinin uygulanması mümkün değildir. Yine TCK m. 204/2’de yalnızca kamu görevlileri tarafından görevleri sebebiyle işlenen resmi belgede sahtecilik suçu bakımından ise ilgili şüpheliler hakkında 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Yargıtay Kararı

“Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanık … müdafisinin temyizinin incelenmesinde;

Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan, suç konusu belgelerin aslının getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda sahte belgelerin aldatıcılık niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması, belge aslının temin edilememesi halinde ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yeteneği bulunmayacağından resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağının anlaşılması karşısında; öncelikle suça konu belgelerin katılandan sorularak asıllarına ulaşılması, duruşmada incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması, asıllarının bulunamaması halinde ise bilgisayar çıktısı ve fotokopi özelliği taşıyan belgelerin hukuki sonuç doğrumayacağından atılı suçun oluşmayacağı gözetilmeden sanık hakkında eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı,”

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas: 2021/17850 Karar: 2022/18427 Karar: 02.11.2022

Sonuç

Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu