Ceza Hukuku

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu (TCK m.112)

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kısmının 7. Bölümünde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında kanunun 112. Maddesinde düzenlenmiştir.

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi

Madde 112-

(1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla; a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,

b) Kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına,

c) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına, engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunun düzenlenmesiyle korunan hukuki değer bireylerin eğitim ve öğretim haklarıdır.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsur

a.       Fail

Eğitim ve Öğretimin Engellenmesi Suçunun faili bakımından madde kapsamında özel bir düzenleme yapılmamıştır. Bu sebeple eğitim ve öğretimin engellenmesi suçunun faili herkes olabilir.

b.      Fiil

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçunun fiil unsurunu her fıkra açısından ayrı ayrı incelemek gerekmektedir.

Cebir veya tehdit kullanılarak, devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine engel olunması, kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına engel olunması, öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesin, orada kalınmasına engel olunması Türk Ceza Kanununun 112. Maddesinde suç teşkil eden fiiller olarak sayılmış olup bu suç tipi madde metninden de görüleceği üzere seçimlik hareketlidir. Sayılan hareketlerden yalnızca birinin gerçekleşmesiyle suç vücut bulmuş olur ve birden fazla seçimlik hareketin gerçekleşmesiyle fail yine tek bir suçtan sorumlu tutulur.

İlk fıkrada bulunan suçun unsurunu oluşturan fiil eğitim ve öğretim faaliyetlerine engel olmak olunmasıdır. Bu fiil eğitim ve öğretim faaliyetine ara verilmesi gibi davranışlarla gerçekleştirilir.

İkinci fıkrada eğitim ve öğretim hakkının kullanılmasına engel olma fiiliyle suçun işlenmesi düzenlenmiştir. Bu duruma örnek olarak; çocuğunun okula gitmemesi için çocuğu tehdit eden ebeveynlerin fiili verilebilir.

Üçüncü fıkrada düzenlenen öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına engel olunması suçunun fiili ise öğrencilere özgülenmiş olan binalara girilmesine ve orada kalınmasına engel olunmasıdır. Bu durumda öğrencilerin binalara girmesine engel olunması ve bu yerlerde kalınmasına engel olunması seçimlik fiiller olup birinin gerçekleşmesi durumunda eğitim öğretim hakkının engellenmesi suçu gündeme gelmektedir.

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2007/2414 Esas, 2007/3946 Karar,

22.05.2007 Tarih.

Olay günü B. A. İmam Hatip Lisesi’nde başörtülü öğrencilerin okula alınmaması yönündeki Valilik emrini yerine getiren okul idaresi tarafından bahçe kapıları kapatılarak derse başlanıldığı sırada, bu okulda çocukları okuyan sanıkların fikir birliği ve organize içerisinde olmadan, okula girmeyen öğrencileri ve velileri yönlendirerek slogan attırdıkları ve bahçe duvarındaki tel örgüler de kesilerek grubun okul bahçesine girmelerinin sağlandığı ve bu şekilde gelişen olayların neticesinde okulda bir süre eğitime ara verildiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 188/7. madde ve fıkrası delaletiyle 188/8. madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde beraatlerine karar verilmesi,

c.       Mağdur

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçunun düzenlendiği Türk Ceza Kanununun 112. Maddesi her fıkrada farklı hukuki değerleri korumaktadır. Mağdur ise suçun işlenmesiyle hukuki menfaati ihlal edilen kişidir.

İlk fıkra suçun mağdur, eğitim ve öğretim faaliyetinin sürdürülmesinden yaralanan tüm toplumdur. İkinci fıkra bakımından ise mağdur eğitim ve öğrenim hakkı ihlal edilen tüm bireylerdir. Üçüncü fıkra bakımından mağdur öğrencilerin toplu oturdukları binalara ve eklentilerine girme veya orada kalabilme hakkına sahip herkestir.

d.      Suçun Konusu

Suçun konusu maddede bulunan her bent bakımından farklılık göstermektedir. İlk fıkrada yer alan “Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine engel olma” suçunun konusunu, engel olunan her türlü eğitim öğretim faaliyeti oluşturmaktadır.

İkinci fıkrada yer alan eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunun konusunu ise eğitim ve öğrenim hakkı oluşturur.

Üçüncü ve son fıkrada düzenlenen suç bakımından ise suçun konusu öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalar ve bunların eklentileri oluşturur. Toplu olarak oturulan binalardan anlaşılması gereken ise kamu veya özel sektör tarafından hizmet veren öğrenci yurtlarıdır.

e.       Suçun Nitelikli Halleri

  • Silahla işlenmesi

Silah kavramı Türk Ceza Kanununun 6. Maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır. “Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” Bu madde kapsamında silah sayılan aletler kullanılarak suçun işlenmesi halinde suçun ağır cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır. Ayrıca silahın kullanılması kavramından yalnızca gösterilmesini de anlamak gerekmektedir.

  • Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi

Kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması kavramıyla anlatılmak istenen failin yüzünü boyaması farklı kıyafetleri giymesi gibi fiillerle kimliğinin ortaya çıkmasını engellemesidir.

Özel işaretlerle işlenmesi kavramından anlaşılması gereken ise kuru kafa, silah sembolü gibi sembollerle bu suçun işlenmesidir.

  • Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hali

Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde bu durum Türk Ceza Kanununun müşterek faillik hükümleri kapsamında değerlendirilecektir.

  • Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hali

TCK’nın 220. Maddesinin 1. Fıkrasına göre örgütler en az 3 üyeden oluşmaktadır. Suçun en az 3 kişiden oluşan bir örgüt kapsamında işlenmesi halinde suçun nitelikli hali gündeme gelecektir.

  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi hali

Türk Ceza Kanununun 6. Maddesine göre kamu görevlisi; “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiler” dir. Bu kişilerin görevleri sebebiyle bu suçu işlemeleri halinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır.

Madde 119-

(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

2.      Manevi Unsur

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu kasten işlenebilen bir suç tipidir. Kanunda bir suçun taksirle işlenmesi düzenlenmedikçe bir kimsenin davranışının taksirle gerçekleşmesi cezalandırılamamaktadır. Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunun taksirle işlenmiş hali kanunda düzenlenmediğinden taksirle işlenmesi mümkün olmayan bir suç tipidir..

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu bakımından hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması mümkündür. Örneğin; okuldan uzaklaştırma şeklinde disiplin cezası verilmesi halinde kanunun emrini ifa sebebi uygulama alanı bulduğundan hukuka aykırılık unsuru oluşmayacaktır.

II.      Suçun Özel Görünüş Şekilleri

1.      Teşebbüs

Türk Ceza Kanununun 35. Maddesinin 1. Fıkrası; “failin işlemeyi kastettiği suçun icrasına elverişli hareketlerle başlaması ve fakat elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamaması” durumunu teşebbüs olarak tanımlamıştır.

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi mütemadi bir suç tipi olup doktrinde bazı görüşlere göre bu suç tipine teşebbüs mümkün değildir. Anca baskın görüşe göre suçun tamamlanma anına kadar suç tipine teşebbüs mümkündür.

2.      İştirak

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu bakımından iştirak hükümleri konusunda özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle kanunda düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulmaktadır.

3.      İçtima

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu cebir veya tehdit kullanılarak işlenirse cebir ve tehdit suçun unsuru olduğundan Türk Ceza Kanununun 42. Maddesi hükmünce failin sorumluluğu belirlenecektir.

Suçun tek suç işleme iradesi kapsamında birden fazla kez işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin de uygulama alanı bulması mümkündür.

III.     Muhakeme Usulü ve Yaptırım

Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu, re’sen soruşturulmaktadır. Suçun yaptırımı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup bu suç bakımından görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemeleridir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu