İdari Yargıda İstinaf ve Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?
Nihai kararını veren mahkeme, verdiği kararda hukuki bir hata veya usulsüzlük tespit ederse, bu kararı kendiliğinden değiştiremez veya bu kararın yerine geçecek yeni bir karar veremez.
Nihai kararın verilmesiyle birlikte, artık o dava, kararı veren mahkemeden çıkar. Kararda hata veya usulsüzlük olduğunu düşünen tarafların, “kanun yolları” adı verilen başvuru yollarını kullanmaları gerekir.
Kanun yolları, mahkemeler tarafından verilen nihai kararlara karşı bu kararların hukuka uygunluğunun denetlenmesini sağlamak amacıyla bir üst mahkemeye yapılan başvuru yollarıdır.
Kanun yolları olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye yarılır.
Olağan kanun yolları, henüz kesinleşmemiş kararlara karşı bu kararların kesinleşmesini önlemek amacıyla başvurulan kanun yolları; olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş kararlara karşı başvurulan kanun yollarıdır. Olağan kanun yolları; istinaf ve temyizdir.
Olağanüstü kanun yolları ise yargılamanın yenilenmesi ve kanun yararına temyizdir.
Mahkemelerin ancak nihai kararlarına karşı doğrudan kanun yollarına başvurulabilir. Nihai kararlar, mahkemelerin usul veya esas sebebiyle davayı sona erdiren ve davadan el çekmeleri sonucunu doğuran kararlarıdır.
Örneğin, süre aşımı veya ehliyetsizlik sebebiyle davanın reddi kararı, bir nihai karardır.
Mahkemelerin ara kararlarına karşı ise kanun yollarına doğrudan doğruya başvurulamaz. Ara kararlar, mahkemelerin davayı sona erdirmeyen kararlarıdır.
Örneğin, yürütmenin durdurulması, görev itirazının reddi, keşif yapılması gibi kararlar birer ara kararlardır. Ara kararlara karşı kanun yollarına ancak nihai kararla birlikte başvurulabilir.
Kanun yolu incelemeleri ancak talep üzerine yapılır. Taraflarca talep edilmedikçe ilgili merciler kendiliğinden kanun yolu incelemesi yapamaz.
İdari Yargıda Olağan Kanun Yolları
Olağan kanun yolları; istinaf ve temyizdir.
İdari Yargıda İstinaf
İstinaf, ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş nihai kararlarının hem maddi hem de hukuki yönlerden denetlenerek, hukuk aykırılıkları ortadan kaldırmak için getirilmiş bir kanun yoludur.
Bir kanun yolu olarak istinaf, ikinci derecede bir mahkemenin, birinci derecedeki mahkemenin yerine geçerek, aynı davayı bütün boyutlarıyla yeniden incelemesi ve birinci mahkemenin verdiği kararı onaması veya değiştirmesidir.
İstinaf incelemesi, bölge idare mahkemelerince yapılır.
İstinaf mercii, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde yer alan bölge idare mahkemesidir (İYUK m. 45/1).
İstinaf Yolu Kapalı Olan Kararlar
İstinaf yoluna idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı başvurulur. Fakat idare ve vergi mahkemelerinin bazı kararlarına karşı istinaf yolu kapalıdır.
İstinaf Usulü
İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf istemleri ilgili bölge idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeler ile yapılır.
İstinaf dilekçelerinin dava dilekçesine ilişkin esaslara göre düzenlenmesi gereklidir (m. 45/2, 48/2). Başka bir ifadeyle, dava dilekçesinde şekil bakımından bulunması gereken unsurlar istinaf dilekçesinde de bulunmalıdır.
İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir (45/2).
Örneğin, idare veya vergi mahkemesinin kararına karşı yazılan dilekçede Danıştay Başkanlığına hitap edilmesi veya kararın temyiz talebi içermesi gibi durumlar önem arz etmeksizin dosyalar istinaf incelemesi için ilgili bölge idare mahkemesine gönderilir.
İstinaf dilekçesi, kararı veren idare veya vergi mahkemesine, idare ve vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilir (m. 45/2; 48/3).
İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ edilir (m. 45/2; 48/3). Karşı taraf tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde cevap verebilir. Cevap veren, kararı süresinde istinaf etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, istinaf isteminde bulunabilir. Bu takdirde bu dilekçeler istinaf dilekçesi yerine geçer (m. 45/2; 48/3).
İdari Yargıda Temyiz
Temyiz, istinaf yolu açık davalarda bölge idare mahkemelerinin, istinaf yolu kapalı bazı istisnai davalarda ilk derece mahkemelerinin ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalarda Danıştay’ın henüz kesinleşmemiş nihai kararlarının hukuki yönden denetlenerek, hukuk aykırılıkları ortadan kaldırmak için getirilmiş bir kanun yoludur.
Temyiz incelemesi Danıştay tarafından yapılır (m. 46/1).
Temyiz mercii sıfatıyla Danıştay, kararları maddi yönüyle denetlemez; sadece hukuki yönüyle denetler. Bu anlamda Danıştay’ın temyiz incelemesi, kararların usul veya esas bakımından hukuka uyguluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Temyiz incelemesi, kararın dayanağı olan maddi olayların gerçekliğini ve bunların hukuki nitelemesinin doğruluğunu kapsamaz. Bunun bir sonucu olarak, temyiz incelemesinde Danıştay, maddi konuları yeniden incelemez, yeni delil araştırması yapmaz. Dosya üzerinden yaptığı incelemede eğer bir hukuka aykırılık görürse, dosyayı ilgili mahkemeye geri gönderir.
Temyiz Yoluna Başvurulabilecek Kararlar
Temyiz incelemesi sadece bölge idare mahkemesinin kararları üzerinde değil; istinaf yolu kapalı olan bazı istisnai kararlar ile Danıştay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararlar üzerinde de yapılır. Bölge idare mahkemesinin hangi kararlarına karşı temyiz yolunun açık olduğu ise kanunda sayılmıştır.
Temyiz Usulü
Temyiz istemleri Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeler ile yapılır (m. 48/1). Temyiz dilekçelerinin dava dilekçesine ilişkin esaslara göre düzenlenmesi gereklidir (m. 48/2). Başka bir ifadeyle, dava dilekçesinde şekil bakımından bulunması gereken unsurlar temyiz dilekçesinde de bulunmalıdır.
Temyiz dilekçeleri, ilgisine göre kararı veren bölge idare mahkemesine veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesine, idare ve vergi mahkemesi de bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilir ve kararı veren bölge idare mahkemesi veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edilir (m. 48/3).
Karşı taraf tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde cevap verebilir. Cevap veren, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabilir. Bu takdirde bu dilekçeler temyiz dilekçesi yerine geçer (m. 48/3). Kararı veren Danıştay veya bölge idare mahkemesi, cevap dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak, Danıştaya veya konusuna göre İdari veya Dava Daireleri Kuruluna gönderir (m. 48/4).
İdare hukuku alanında gerçekleştireceğiniz işlemler ve açılmış ya da açılacak davalarınızın takibi için, Ekin Hukuk Bürosu’nun uzman ve tecrübeli avukat kadrosuyla iletişim kurup hak kaybı yaşamanızın önüne geçebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN