Medeni Usul Hukuku

Duruşma Safhaları (HMK m. 137 vd.)

Duruşma safhaları, ön incelemenin gerçekleştirilmesi ile başlar. Ön inceleme duruşması ve duruşmaya ilişkin diğer hükümler HMK m. 137 vd. maddelerde düzenleme altına alınmıştır. Ön inceleme, HMK.137-140 arasında düzenlenmiştir.

Dava şartları ve ilk itirazlar, ön inceleme aşamasında incelenir. Dava şartları dava sonuna kadar incelenir.

Ön İnceleme Duruşması

Ön inceleme duruşmalı yapılır ve tarafların hazır bulunması gerekir. Taraflardan biri gelmezse, diğer taraf iddia ve savunmalarını o kişi olmadan genişletebilir aynı zamanda gelmeyen kişi yokluğunda yapılacak işlemlere itiraz edemez. İki taraf da duruşmaya gelmezse, dosya işlemden kaldırılır.

MADDE 140/(5) Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.

Ön inceleme aşamasından sonra tahkikat aşamasına geçilir.

MADDE 142- (1) Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlar.

Eğer zamanaşımı ile hak düşürücü süreler tahkikat aşamasına geçilmeden önce tespit edilirse; davanın reddine karar verilir.

Yargıtay’a göre, taraflar anlaşarak ön inceleme aşamasının yapılmasını engelleyemez. Ön inceleme aşaması yapılmak zorundadır.

İddia ve Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağı (HMK m. 141)

Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati veya yokluğu durumunda iddia ve savunmalarını genişletebilirler yahut değiştirebilirler.

Ön inceleme aşamasından sonra iddia ve savunma değiştirilemez-genişletilemez. Bu ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile mümkündür.

Davacı bakımından yasağın kapsamına vakıalar ve talep sonucu girmektedir.

Davalı bakımındansa yasağın kapsamına savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi girmektedir. Aynı zamanda defiler de yasağın kapsamına girmektedir. Bunlar dışındakiler yasak kapsamına girmez.

Tarafta değişiklik HMK m. 124 kapsamında yapılabilir. Bu yasakla ilgisi yoktur.

İddia ve Savunmanın Genişletilmesi ve Değiştirilmesi Yasağını Aşmanın Yolları

İddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağını aşmanın 2 yolu vardır:

  • Karşı tarafın açık muvafakati,
  • Islah müessesesi.

Islah (HMK m.176)

Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kanunda bu şekilde belirtilmiştir ancak, yasak kapsamında olan hususların ıslah yoluyla ileri sürülebilmesi dışında hiçbir usul işlemi ıslahla düzeltilemez.

Islah, tahkikatın sonuna kadar yapılabilir. (HMK m.177) İstinaf incelemesi sırasında ise ıslah yapılamaz. (HMK m.357) Burada şu önemlidir, istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalar da söz konusudur dolayısıyla bu durumlarda ıslaha başvurulabilir.

Yargıtay’da ise tahkikat aşaması söz konusu olmadığı için ıslah yapılamaz.

Bozmadan sonra dosya tekrar ilk derece mahkemesine gelirse, eğer bozma usule ilişkin bir sebeple olmuşsa ve daha önceden ıslah hakkı kullanılmamışsa; bozmadan sonra dosya tekrar ilk derece mahkemesine geldiğinde orada ıslah yapılabilir. Bozma esasa ilişkin bir sebeple yapılmışsa ıslah yoluna başvurulamaz.

Islahın Şekli (HMK m.177/2)

Islah talebi, yazılı ya da sözlü olarak yapılabilir. Yazılı şekilde olursa bu mahkemeye hitaben ıslah dilekçesini ortaya koyan bir dilekçe olacaktır.

Sözlü şekilde ve duruşma tutanağına geçirilecek şekilde de yapılabilir. Islah iradesi bildirilince bu hasma bildirilir.

Islahın Çeşitleri (HMK m.180-181)

Tamamen ve kısmen ıslah söz konusudur.

HMK m. 180’e göre, davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren 1 hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi halde ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Tam ıslah yalnızca davacı tarafından yapılabilir. Davalı ancak kısmi ıslah yapabilir.

Islah yapma iradesi yazılı veya sözlü olabildiği halde ıslah işlemi mutlaka bir dilekçeyle olmak zorundadır. Eğer dilekçe verilmemişse, ıslah hakkı kullanılmış gibi davaya devam edilir.

Tamamen ıslah şu şekildedir, davacı talep sonucunu dayandırdığı vakıaları veya talep sonucunu toptan değiştirirse, bunu tamamen ıslah ile yapabilir.

Davacı talep sonucunu tamamen değiştirmiyor, örneğin vakıaları toptan değiştirmiyor, o sadette yeni bir vakıa ileri sürüyorsa, bunları kısmi ıslahla yapar. Tamamen ıslah durumunda verilecek yeni dilekçede davacı sadece vakıaları veya talep sonucunu yeni baştan bir dilekçeyle mahkemeye sunar.

Davalı her halükârda kısmi ıslah yapabilir. Kısmi ıslah iradesi mahkemeye ulaştırıldıktan sonra 1 hafta içerisinde ilgili tarafın yazılı dilekçeyle ıslah ettiği usul işlemini mahkemeye bildirmesi gerekir. Şayet dilekçe verilmezse, ıslah hakkı tükenmemiş olur.

Takas, defi ıslah ile ileri sürülebilir. Müddeabihin arttırılması durumlarında zamanaşımı, ıslah yoluyla ileri sürüldüğü vakit kesilir.

HMK m. 178’e göre, ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ve karşı tarafın uğrayabileceği zararlar sebebiyle tazminat yatırılmalıdır. Islah yapılması durumundaki ortaya çıkan zararlar 1 hafta içerisinde mahkemece hesaplanır. Islah sonrası değişen vakıalar için önceden yapılan işlemler yapılmamış sayılmaz ancak artık bir değerleri yoktur.

Islahın kötü niyetli yapılması hallerinde ortaya çıkan zararlar tazmin edilir.

Islahın Çeşitleri (HMK m.180-181)

Maddi Hataların Düzeltilmesi (HMK m. 183)

Açık yazı veya hesap hatası olması hallerinde ve bu hataların aşikâr olması durumlarında ıslaha gidilmeden hatalar düzeltilebilir.

Tahkikat Aşaması

Ön incelemeden sonraki aşama, tahkikat aşamasıdır. Tahkikat aşaması, dayanılan vakıaların gerçek olup olmadığının incelendiği aşamadır.

Tahkikat, her iki tarafın da katılımıyla birlikte gerçekleştirilir. Ön inceleme duruşması bittikten sonra tarafların dinlenilmek üzere mahkemeye gelmeleri için verilen süre 2 haftadan az olamaz.

Taraflar Türkçe bilmiyorsa, devlet ücretsiz tercüman bulmak zorunda değildir. Tanık bilmiyorsa, sağlanmalıdır.

Tahkikat aşamasında, HMK m. 144 uyarınca taraflar dinlenebilir. İsticvapta ise, tarafın sorgulanması vesilesiyle ikrar elde edilmesi amaçlanır.

Sonradan Delil Gösterilmesi

Bir delil sonradan dosyaya sunulmak isteniyorsa, HMK m. 145 babında, yargılamayı geciktirme amacı taşımaması ve süresinde ileri sürülememesinin ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmaması şartıyla sunulabilir.

Taraflar eğer dilekçelerinde yemin delilini açıkça zikretmemişlerse davanın ilerleyen safhalarında, hukuki sebep olarak kanuni deliller, takdiri deliller, kesin deliller vb. demiş olmakla; yemin delilinden istifade edebilme imkanlarını kaybetmişlerdir.

HMK m. 146’ya göre eğer taraflarca gösterilmiş olan delillerin incelenmesinden sonra hakim, davanın muhakeme ve hüküm için yeterli derece aydınlandığını anlarsa, doğrudan sözlü yargılama aşamasına geçebilir. Bu 3 şekilde olabilir:

  1. Dava şartlarına ve ilk itirazlara ilişkin inceleme yapılarak dava neticelendirilebilir
  2. Hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerine ilişkin bir inceleme sonucunda ortaya çıkabilir.
  3. Geçici hukuki koruma tedbirlerinin alındığı durumlar. Bunlar hukuk mahkemelerinde olur, acele hallerde tahkikata ihtiyaç duyulmaksızın o talebe göre esasa ilişkin kararı verebilir.

Duruşma (HMK m.147 vd)

Ön inceleme de tamamlandıktan sonra tahkikat duruşmasına ilişkin davetiyenin taraflara tebliğ edilme mecburiyeti vardır. Davetiye meşruhatlı davetiyedir dolayısıyla şerh içerir. Şerhte de tarafların duruşmaya gelmedikleri takdirde hasıl olacak durum belirtilir. Eğer bu şekilde şerhli bir davetiye taraflara tebliğ edilmediyse HMK m.150 sonuç olarak doğmaz.

Taraflardan ikisinin de duruşmaya gelmemesi durumunda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Hakim bu kararı vermek zorundadır, vermezse bu istinaf/temyiz sebebidir.

Taraflardan ikisi de duruşmaya gelip davayı takip etmeyeceklerini bildirirlerse dosya işlemden kaldırılır.

Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.

İşlemden kaldırılan dosya için 3 ay içerisinde yenileme talebinde bulunulabilir. Harç ve masraflar da yatırılmalıdır. Dosya işlemden kaldırıldıktan 1 ay sonra yapılacak yenileme talepleri için harç ve masraf ödenmez.

Üç ay içerisinde yenileme talebi yapılmazsa, hakim davanın açılmamış sayılmasına karar verir.

Dosyanın yenilenmesinden sonra ilk yenilemeden sonra (yani 2. Kez yenileme yapılırsa) 1 defadan fazla takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.

Duruşmada Soru Yöneltme (HMK m. 152)

Sadece taraf vekillerine getirilmiş bir imkandır. Duruşma esnasında tarafların ya da taraf vekillerinin birbirlerine doğrudan soru yöneltme imkanı usulen yoktur. Dolayısıyla, hakim muhatap kılınarak böyle bir soru sorulur, hakim ilgili beyanı hasma intikal ettirir.

Soru yöneltilecek kişilerin duruşmada hazır bulunmaları ve doğrudan soru yöneltilecek kişilerin vasfının tanık, bilirkişi ya da duruşmaya çağrılan diğer kişiler olması halinde taraf vekilleri doğrudan soru yöneltebilir.

Kayıt ve yayın yasağı HMK m.153’te ele alınmıştır. Duruşma süresince mahkeme tarafından olmadığı takdirde herhangi bir taraf veya kişi tarafından kayıt alınması ve yayınlanması yasaktır.

Duruşma Tutanağı (HMK m. 154)

Tutanak bir resmi belgedir ve aksinin ispatı için herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir; her türlü belgeyle aksinin ispatı caizdir.

Tutanağın iptali isteniyorsa, HMK m. 154/3’te yazılan unsurların eksikliği ispat edilmelidir.

  1. Duruşmanın belirtilen gün ve saatte gerçekleştiği, kimlerin katıldığı, nerede yapıldı vs. (aksi her türlü belgeyle ispatlanabilir)
  2. Tarafların ya da tarafın hukuki işlem niteliğinde olan bir irade beyanı (aksi yalnızca yazılı belgeyle ispatlanabilir)
  3. Hukuki işlem haricinde, özellikle usule ilişkin beyanlara ilişkin işlemler (aksinin ispatı mümkün değildir)

Tutanak, hakim ve zabıt katibince imzalanmak zorundadır (hükümde de aynıdır). Hakimin ve zabıt katibinin imzasının ve sicil numarasının bulunmadığı tutanak ve hüküm geçerli değildir.

Taraflar veya fer’i müdahil ve taraf vekilleri dosyayı her zaman inceleyebilme imkanına sahiptirler. O dosyayla ilgili olanlar içinse izne tabi bir durum vardır. Eğer hakim tarafından izin verilirse ilgili olduğunu beyan eden kişi de dosyayı inceleyebilir.

Ön Sorun (HMK m.163-164)

Davaya devam edilebilmesi ve esas hakkında karar verilebilmesi için öncelikle çözülmesi gereken ve davaya bakan mahkemece halledilecek olan sorunlardır. Örneğin, delil olarak kullanılacak bir belgenin sahte olduğu iddiası, yetki itirazı, hakimin reddi, davaların birleştirilmesi birer ön sorundur.

Ön sorun, dilekçe verilerek ya da duruşma esnasında sözlü olarak ileri sürülebilir.

Ön sorun dilekçeyle iletilmişse, hakim bunu karşı tarafa tebliğ eder. Sözlü olarak iletişmişse bu durumda hakim diğer tarafa bu talebi iletip onun görüşünü alır. Diğer tarafın bu konuyla ilgili görüşünü beyan etmesi için bir süreye ihtiyacı varsa, uygun bir süre vererek cevabını sunmasını ister.

Bekletici Sorun (HMK m.165)

Uyuşmazlık konusunun çözümü bakımından doğrudan ilgili olmayan ama yargılamayı sürdürebilmemiz ve karar verebilmemiz bakımından öncelikle halledilmesi gereken sorunlar, bekletici sorunlardır. Bu sorunlar, ayrı bir dava ile mahkemenin önüne getirilir ya da başka bir mahkeme tarafından çözülür veya idari bir makamın kararı ile çözülür. Örneğin, dava açılabilmesi için vesayet makamından izin alınması gerektiği haller

Bekletici mesele, hakim tarafından resen veya talep üzerine dikkate alınır. Özel bir şekli yoktur.

Yargıtay’a göre, uyuşmazlığın etkilenmesi söz konusu olan durumlarda hakimin bekletici mesele yapması zorunludur. Hakim, sorunun çözülmesine yönelik kararı beklemelidir.

Bekletici mesele yapmanın zorunlu olduğu haller:

  1. Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi bulunması durumunda bekletici mesele yapılması zorunludur.
  2. Uyuşmazlık mahkemesinin adli yargı ile idari yargı arasında yargı yolu uyuşmazlığı ihtilafı önüne geldiği durumlarda, uyuşmazlık mahkemesi kararının beklenmesi zorunlu bir bekletici meseledir.
  3. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması sırasında terekenin borca batık olduğu ileri sürülürse, borca batık olduğunun tespiti sulh hukuk mahkemesinin işidir, sulh hukuk mahkemesinden karar alınıncaya kadar itirazın kaldırılması incelemesi ertelenir.
  4. Yargıtay’a göre, görülmekte olan davayı etkilemesi ihtimal olan bütün hallerde bekletici mesele yapmak zorunludur.

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu