Ceza Hukuku

Cebir Suçu (TCK m. 108)

Cebir Suçu (TCK m. 108)

Cebir suçu Türk Ceza Kanununun yedinci bölümünde Hürriyete Karşı Suçlar başlığında 108. Maddede düzenlenmiştir. Maddeye göre bir kimse; bir başka kimseye karşı bir şeyi yapması, yapmaması veya kendisinin yapmasına müsaade etmesi için cebir kullanmış ise suç oluşmuş olacaktır. Bu suç aynı zamanda kasten yaralama suçunun özel hali gibi olup kasten yaralama suçundan farkı ise cebir suçunda yapılması veya yapılmaması istenen belli bir şeyin olmasıdır.

108. maddede cebir kullanma suçu tanımlanmıştır. Latince karşılığı “vis compulsiva” olan cebir kişiye fiziki güç kullanarak mağdurun veya üçüncü kişinin iradesinin zedelenmesi anlamına gelmektedir.

Cebir Madde 108-

(1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur

Suç kanunda Hürriyete Karşı Suçlar arasında düzenlenmiş olup suçla korunan hukuki yarar; bireyin irade ve hareket serbestisidir. Ayrıca cebir suçunda genelde fiziki güç kullanılması sebebiyle vücut dokunulmazlığı da korunan hukuki menfaat kapsamındadır.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fail

Kanunda cebir suçunun faili bakımından herhangi bir sınırlama yapılmamıştır. Bu nedenle cebir suçu herkes tarafından işlenebilmektedir. Ancak suçu işleyen kişi Türk Ceza Kanununun 6. Maddesinde sayılan kamu görevlilerinden biriyse bu durumda cebir suçu değil irtikap suçu değerlendirilebilecektir.

b.      Fiil

Türk Ceza Kanununun 108. Maddesinde düzenlenen cebir suçu seçimlik hareketli bir suç olup kanunda sayılan seçimlik hareketlerin birinin gerçekleşmesiyle suç tamamlanmış olur. Bu seçimlik hareketler şu şekilde sayılabilmektedir;

  • Mağduru bir şey yapması için zorlama
  • Mağduru bir şeyi yapmaması için zorlama
  • Bir şeyin yapılmasına müsaade etmesi için mağduru zorlama

Cebir suçunun gündeme gelebilmesi için mağdurun direncini kıracak seviyede objektif olarak elverişli olması gerekmektedir. Cebire örnek olarak mağdurun itilmesi, kolundan tutularak sarsılması örnek verilebilmektedir.

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2013/9711 Esas, 2015/23772 Karar, 05.03.2015 Tarih.

Sanığın, bir alışveriş ihtilafından çıkan tartışma sırasında, katılanın boğazını tutarak “bana bak kendi arazinden bir metre dışarı çıkmayacaksın, bir daha buralara yanaşmayacaksın, bir daha burada hayvan otlatmayacaksın” demesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eyleminin, TCK’nın 108/1. maddesinde belirtilen cebir suçunu oluşturduğu gözetilmeden, nitelendirmede yanılgıya düşülerek tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,

2-03.11.2010 tarihli duruşmada dinlenilen tanık M.. F..’un anlatımından sonra, duruşmada hazır bulunan sanık ve katılana diyeceklerinin sorulmaması ve aynı şekilde son celsede hazır bulunan sanığa “son sözü sorulmadan” hüküm kurulması,

Kanuna aykırı ve sanık A.. Ç..’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2015/29019 Esas, 2016/5457 Karar, 23.03.2016 Tarih.

Mahkemenin kabulünde, katılanın 250 TL olan alacağını sanıktan istediği, ancak sanığın geçiştirdiği ve birkaç gün sonra da katılanın dükkanına gittiği ve “benim sana borcum yok” diyerek katılanı alacağından vazgeçirmek amacıyla yumrukladığının belirtilmesi karşısında; sanığın yaralama eyleminin TCK’nın 108. maddesinde karşılığını bulan “bir şeyi yapmaması için cebir kullanılması” niteliğinde olduğu gözetilmeden 

c.       Mağdur

Mağdur hakkında maddede herhangi bir sınırlandırma yapılmasa da suçun mahiyeti gereği suçun mağduru ancak gerçek kişilerdir. Mağdurun tehdit suçundan farklı olarak temyiz kudreti bulunması gerekmemektedir. Mağdur kendisine cebir uygulandığını algılayamasa da fiil objektif olarak zorlayıcı nitelikteyse suç tamamlanmaktadır.

d.      Suçun Konusu

         Cebir suçunun konusunu zor kullanarak iradesi fesada uğratılan kişi oluşturmaktadır.

2.      Manevi Unsur

Cebir suçu kasten işlenebilen bir suç tipidir. Bu suç tipinin taksirle işlenen şekli kanunda düzenlenmediğinden taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Cebir suçunda mağdurun bir şeyi yapacağını veya yapmayacağını veya o şeyin yapılmasına müsaade edeceğini kendi hareketinin sonucu olacağını bilerek mağduru zorlamayı istemek bu suçun manevi unsuru olan kastı oluşturur.

Fail, cebir suçunu maddede sayılan sebepler dışında başka bir sebeple işlerse bu durumda başka suçlar vücut bulabilecektir. Örneğin cebir suçunun maddi çıkar elde etmek amacıyla işlenmesi halinde cebir suçu değil yağma suçu vücut bulacaktır.

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Bir hukuka uygunluk sebebine dayanılarak cebir kullanılmışsa bu durumda cebir suçu oluşmayacaktır. Örneğin yaşadığı saldırıda meşru savunma amacıyla cebir uygulayan kişinin fiili hukuka uygun olduğundan 108. Maddede düzenlenen cebir suçu oluşmayacaktır.

II.      Suçun Özel Görünüş Biçimleri

1.      Teşebbüs

Cebir suçunda teşebbüs mümkündür. Cebir kullanıldığı anda suç tamamlanmış olup ayrıca failin beklediği amacın gerçekleşmesi aranmaz. Türk Ceza Kanununun 35.  Maddesi kapsamında fail, cebir için icra hareketlerine başlamış ancak elinde olmayan sebeplerle cebri uygulayamazsa failin cebir suçuna teşebbüsten sorumluluğu doğmaktadır.

Yani bir kimse bir şeyi yapma veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir başka kişiye cebir kullanmak üzere hareket etmiş ancak bu durumun etraftakilerce fark edilmesi üzerine mağdur kaçarak kurtulmuşsa cebir suçu teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır.

2.      İştirak

Cebir suçuna kanunun genel hükümlerinde düzenlenen iştirak hallerinn hepsi mümkündür.

Cebir suçu birden fazla kişiyle işlenebileceği gibi biri cebir suçun azmettirilebilir. Ayrıca cebir suçu bakımından failin bu suçu işlemesine yardım edilmesi de mümkündür.

3.      İçtima

Cebir suçu, genel ve tamamlayıcı bir suç tipi olup bazı suçların nitelikli halini oluşturmaktadır.  Bu nedenle cebir suçuna bileşik suç hükümleri uygulanır. Örneğin cebir yağma suçunun unsurlarından biri olduğundan yağma suçu işlendiği takdirde faile ayrıca cebir suçundan ceza verilmeyecektir.

III.     Muhakeme ve Yaptırım

Cebir suçunun cezası kanun maddesinde de belirtildiği üzere kasten yaralama suçuna ilişkin cezanın üçte birinden yarısına kadar arttırılmasıdır.

Kasten yaralama suçuna ise Türk Ceza Kanununun 86. Ve 87. Maddelerinde yer verilmiştir. Cebir suçuna ilişkin verilecek ceza belirlenirken öncelikle failin yaralama suçundan alacağı ceza belirlenir ardından cebir sebebiyle bu ceza 1/3 ile 1/2 arasında artırıma tabi tutulur.

Türk Ceza Kanununun 111. Maddesinde; “Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” Hükmüne yer verilmiş olup cebir suçuyla haksız menfaat sağlayan tüzel kişilere genel hükümlerde düzenlenen güvenlik tedbirleri uygulanacaktır.

         Cebir suçuna bakmakla görevli mahkeme yaralamanın niteliğine göre asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi olabilmektedir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu