Medeni Usul Hukuku

Tahkim Yargılaması

Tahkim, taraflar arasında doğmuş veya doğması muhtemel uyuşmazlıkların, devlet yargı organları yerine taraflarca seçilen bir veya birden fazla hakem tarafından çözümlenmesini sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Türk hukukunda tahkim, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 407 ve devamında düzenlenmiştir. Ayrıca 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu da milletlerarası nitelikteki tahkim yargılamaları için özel hükümler içermektedir.

Hukuki Niteliği

Tahkim yargılaması, tarafların özgür iradesine dayanan, sözleşmeye bağlı, özel hukuk karakteri taşıyan bir uyuşmazlık çözüm yoludur.

Bu bağlamda tahkim:

  • Devlet yargısına bir alternatif değil, onun bir tamamlayıcısı olarak kabul edilir.
  • Kamu gücünden kaynaklanan “karar verme yetkisini” hakemlere bırakır ancak hakem kararlarının icrası için yine devletin yargı gücüne başvurulur.

Tahkimin Türleri

Tahkim genel olarak ikiye ayrılır:

tahkim

İhtiyari Tahkim (Sözleşmeye Dayalı Tahkim)

Taraflar, aralarında çıkan uyuşmazlığın çözümünü tahkim yoluyla gerçekleştirmeyi sözleşme ile kararlaştırır. Bu tahkimde tarafların özgür iradeleri ön plandadır.

Zorunlu Tahkim (Kanundan Doğan Tahkim)

Bazı uyuşmazlıklar, yasa gereği tahkime götürülmek zorundadır. Örneğin:

  • Sigortacılık Kanunu m. 30 uyarınca, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun görev alanına giren konular
  • Spor hukukunda TFF Tahkim Kurulu kararları gibi

Tahkimin Avantajları Nelerdir?

Tahkimin avantajları aşağıda sayılmıştır:

  • Hızlıdır: Devlet yargısına göre çok daha kısa sürede sonuçlanır.
  • Uzmanlık sağlar: Hakemler, tarafların belirlediği kişiler olduğundan konularında uzmandırlar.
  • Gizlilik: Yargılamalar kamuya açık değildir.
  • Taraf iradesi ön plandadır: Yargılama usulü, hakem seçimi gibi konular taraflarca belirlenebilir.

Eleştiriler ve Sınırlamalar

  • Pahalı olabilir: Hakem ücretleri ve kurum masrafları, özellikle küçük ölçekli uyuşmazlıklarda yük oluşturur.
  • Devlet güvencesi eksikliği: Devlet mahkemelerine göre daha zayıf bir yaptırım mekanizması algısı yaratabilir.
  • Yargıtay denetimi sınırlıdır: Hakem kararlarına karşı sınırlı denetim ve iptal sebepleri mevcuttur.

Tahkimin Konusu

Tahkimin konusu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği ile ilgilidir. Her uyuşmazlık tahkime elverişli değildir. Tahkim yoluna başvurulabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın tahkime elverişli olması gerekir. Bu ilkeye tahkime elverişlilik denir.

Tahkime elverişlilik, bir uyuşmazlığın kamu düzenine ilişkin olmaması, özel hukuk hükümleri çerçevesinde çözülebilir nitelikte olması anlamına gelir. Uyuşmazlığın çözümünün tahkim yoluna bırakılması tarafların serbest iradesine bağlıdır.

  • HMK m. 408: Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği konularda tahkime gidilebilir.
  • 4686 sayılı Kanun m. 1/2: Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuk ilişkilerinde, kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla tahkime başvurulabilir.

Tahkime Elverişli Olmayan Konular

Bazı uyuşmazlıklar, kamu düzeni, kamu yararı veya özel düzenleme gereği tahkime konu edilemez. Bunlar:

  • Ceza davaları
  • Nüfus, vatandaşlık, boşanma, velayet gibi aile hukukuna dair çekişmesiz yargı işleri
  • İflas, konkordato gibi kamu hukuku karakterli işlemler
  • İdari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar
  • İş Hukuku uyuşmazlıkları (istisnai durumlar hariç)
  • Tüketici uyuşmazlıkları, kural olarak mahkemelere aittir ancak son yıllarda zorunlu arabuluculuk sonrası tahkim eğilimleri gelişmektedir.

Tahkime Elverişli Uyuşmazlıklara Örnekler

  • Ticari sözleşmelerden doğan alacak-borç ilişkileri
  • İnşaat sözleşmeleri
  • Sigorta sözleşmeleri
  • Hisse devir sözleşmeleri
  • Franchise, know-how, lisans sözleşmeleri
  • Uluslararası yatırım uyuşmazlıkları

Uygulamada Görülen Sorunlar

Yargı mercileri ile tahkim mercileri arasında yetki çatışması yaşanabilmektedir.

Tahkim şartı bulunan sözleşmelere rağmen mahkemeye gidilmesi durumunda, ilk itiraz olarak tahkim itirazı sunulmazsa yargılamaya devam edilebilmektedir (HMK m. 413).

Tahkim yargılamasına geçilmeden önce bazı ihtiyati hukuki koruma tedbirleri için mahkemeye başvurulması gerekebilir.

Hakem Sözleşmesi Nedir?

Hakem sözleşmesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın devlet yargısı yerine hakemler tarafından çözülmesi konusunda yapılan anlaşmadır. Bu sözleşme, tahkim yargılamasının temelini oluşturur.

Hakem sözleşmesi, tarafların aralarında mevcut ya da ileride çıkabilecek bir uyuşmazlığın çözümünü hakemlere bırakmayı kararlaştırdıkları özel bir anlaşmadır. Bu anlaşma:

  • Bağımsız bir sözleşme olabileceği gibi
  • Asıl sözleşmenin içine bir “tahkim şartı” olarak da konabilir.

Bu noktada HMK m. 412 şu şekilde düzenleme yapmıştır:

“Hakem sözleşmesi, taraflar arasında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümleneceğini belirten anlaşmadır.”

HMK’ya göre yazılı olmalıdır. Yazılı şekil; mektup, faks, e-posta gibi iletişim yollarıyla da sağlanabilir.

hakem sözleşmesi

Hakemlik Statüsü

Hakem, uyuşmazlık çözümünde devlet yargısı yerine taraflarca seçilen ve hakem sözleşmesine dayanarak görev yapan kişidir.

  • Hakemler, kamu görevlisi değildir. Ancak hakem kararı mahkeme kararı gibi icra edilebilir nitelik taşır.
  • Hakemler genellikle hukukçu olsa da, teknik uzmanlık gerektiren uyuşmazlıklarda mühendis, mali müşavir gibi kişiler de seçilebilir.
  • Hakemlerin sayısı tek ya da tek sayıda olmak zorundadır (örneğin 1, 3, 5).

Hakemlerin görev süresi, HMK m. 427’ye göre kararlaştırılır; aksi takdirde, 1 yıldır.

Hakemlerin Reddi ve Çekilmesi

Tarafsızlık ve bağımsızlık tahkim yargılamasının temel ilkelerindendir. Bu nedenle:

  • Hakem, tarafsızlığını etkileyebilecek durumları taraflara bildirmelidir.
  • Taraflar, hakemi reddetme hakkına sahiptir. Reddedilen hakemin yerine yenisi seçilir.
  • Hakem kendi isteğiyle de çekilebilir, ancak bu çekilme taraflardan birinin haklı red gerekçesi olduğunu göstermez.

Örnek red nedenleri:

  • Hakemin taraflardan biriyle iş ilişkisi içinde olması
  • Hakemin geçmişte aynı olay hakkında görüş belirtmiş olması
  • Taraflardan biriyle akrabalık veya sürekli dostluk/hasımlık ilişkisi

Tahkim Sözleşmesi

Tahkim sözleşmesi, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın devlet mahkemeleri yerine hakemlerce çözümlenmesini kararlaştırdıkları irade beyanıdır. Bu sözleşme, tahkim yargılamasının temelini oluşturur ve hem tahkim şartı hem de tahkimname şeklinde karşımıza çıkabilir.

Tahkim sözleşmesi:

  • Bağımsız bir sözleşme olabilir,
  • Bir ana sözleşmenin içinde “tahkim şartı” olarak yer alabilir.

HMK m. 412 uyarınca yazılı olması zorunludur. Yazılılık, klasik anlamda imzalı metin şeklinde olabileceği gibi; e-posta, faks, mektup gibi belgelenebilir araçlarla da sağlanabilir.

tahkim sözleşmesi

Türleri

Tahkim Koşulu

Ana sözleşmeye konulan bir hükümdür. Uyuşmazlık doğduğunda, taraflar bu hüküm nedeniyle doğrudan hakem yoluna gider

Tahkimname (Tahkim Anlaşması)

Uyuşmazlık doğduktan sonra taraflar arasında imzalanan bağımsız tahkim sözleşmesidir. Sözleşmede tahkim şartı olmasa bile taraflar daha sonra tahkime gidebilir.

Koşulları

Tahkim sözleşmesinin geçerliliği için şu unsurlar bulunmalıdır:

  • Yazılılık (HMK m. 412)
  • Taraflarca serbestçe tasarruf edilebilir bir konu (HMK m. 408)
  • Açık irade beyanı (taraflar tahkimi açıkça istemeli)
  • Tahkim yerinin belirtilmesi (özellikle milletlerarası tahkimde önemlidir)
  • Hakem sayısının belirlenmesi (veya belirlenebilir olması)

Tahkim Sözleşmesinin Etkisi

Devlet yargısının yetkisi ortadan kalkar: Taraflar, tahkim şartı varsa mahkemeye başvuramaz. (İlk itiraz olarak ileri sürülmezse mahkeme bakmaya devam eder – HMK m. 413)

Tahkim şartı, ana sözleşmeden bağımsızdır: Tahkim sözleşmesi, ana sözleşmenin geçersiz olması halinde dahi geçerliliğini koruyabilir (doktrinde “ayrılabilirlik ilkesi” olarak bilinir).

Usulî etkiler doğurur: Tahkim yargılamasında HMK yerine, tarafların belirlediği usuller veya kurallar uygulanır.

Sona Ermesi

  • Tahkim sözleşmesi, şu hallerde sona erer:
  • Tarafların anlaşmasıyla
  • Hakem kararının kesinleşmesiyle
  • Tahkim süresinin dolmasıyla (örneğin HMK m. 427’ye göre 1 yıl)
  • Mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde
  • Tahkimden açıkça feragat edilmesiyle

Tahkim Usulü

Tahkim usulü, tahkim yargılamasının nasıl yürütüleceğini belirleyen kurallar bütünüdür. Bu süreç; hakemlerin seçimiyle başlar, yargılamanın yürütülmesiyle devam eder ve verilen kararın icrası ile sona erer.

HMK m. 416 gereği, taraflar hakem sayısını ve seçim yöntemini kararlaştırabilirler. Aksi kararlaştırılmamışsa, uyuşmazlık tek hakem ile çözülür.

  • Taraflar ayrı ayrı birer hakem seçer.
  • Bu iki hakem, üçüncü hakemi (başkan) seçer.
  • Anlaşmazlık halinde, mahkeme devreye girer (HMK m. 416/3).

Hakemler;

  • Tam ehliyetli olmalı,
  • Tarafsız ve bağımsız olmalı,
  • Taraflara eşit mesafede durmalıdır.

usül

Tahkim Yargılamasında Usulî İlkeler

Tahkim yargılamasında bazı temel ilkeler geçerlidir:

  • Taraf eşitliği (HMK m. 422)
  • Tarafların dinlenilme hakkı
  • Usul serbestisi: Taraflar, tahkim yargılamasına uygulanacak usulü serbestçe belirleyebilir.
  • Gizlilik: Tahkim yargılaması genellikle gizlidir, mahkemelerden farklı olarak duruşmalar halka kapalıdır.
  • Delil serbestliği: Tahkimde delil değerlendirmesi daha esnektir.

Dava Açılması ve Yargılama

HMK m. 426’ya göre, tahkim yargılaması dilekçe ile başlar. Dilekçede; talep konusu, olayın özeti, dayanaklar, deliller ve talepler yer alır.

Aksi kararlaştırılmadıysa, hakem yargılaması en geç 1 yıl içinde tamamlanmalıdır (HMK m. 427).

Hakem heyeti duruşma yapabilir ama şart değildir. Gerekli görürse tanık, bilirkişi dinlenebilir.

Tahkim kararı, mahkeme hükmü niteliğindedir (HMK m. 436). Kararda; kararın dayanakları, hüküm fıkrası, tarih, imzalar ve hakemlerin kanaatleri bulunmalıdır. Oyçokluğu ile de karar verilebilir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Tuğçe ŞEN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu