İcra Hukuku

Taksirli İflas Suçu ve Cezası

Taksirli iflas suçu İcra İflas Kanunu’nun 310. Maddesinde ve Türk Ceza Kanunu’nun 162. Maddesinde düzenlenmiştir.

Taksirli iflas, bir tacirin ticaretin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermemesi sonucu borca batık hale gelmesi ve iflas etmesi durumunu ifade eder. Türk Ceza Kanunu’na göre, her tacir ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlüdür.

Taksirli iflasın şartları şunlardır:

  • Tacir olmanın gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmemesi.
  • Bu ihmali neticesinde meydana gelen borçların ödenmemesi ve iflasa sebebiyet verilmesi.

Taksirli iflas suçu, ekonomik hayatta hukuka aykırılıkları düzenleyerek ceza hukuku yoluyla müdahalede bulunan bir suç tipidir. İflas kararı kesinleşmeden taksirli iflas suçu işlenemez. Bu suçun cezası, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine göre belirlenir.

Taksiratlı iflas halleri:

 Madde 310 – Aşağıdaki hallerden biri kendisinde bulunan müflis taksiratlı sayılır ve Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılır:

1 – Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;

2 – Evinin masrafları hadden fazla ise;

3 – Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para sarfetmişse;

4 – Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri olmıyan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;

5 – (Değişik: 29/6/1956-6763/42 md.) Ticaret Kanununun 66’ncı maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 3’üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;

6 – Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler imza etmiş ise;

7 – (Değişik: 18/2/1965-538/128 md.) İflas takibi sırasında mahkeme, iflas idaresi veya iflas dairesi tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olmaksızın gelmemiş ise;

8 – İşlerini terk ederek kaçmış ise;

9 – Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına hükmolunmuş ise;

10 – 178 inci maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyipte bir sene içinde iflası vuku bulmuşsa.

Taksirli iflas  

Madde 162- (1) Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Taksirli İflas Suçu ile Korunan Hukuki Değer

Korunan hukuki değer, özellikle alacaklıların mülkiyet hakları başta olmak üzere ticari ilişkilerdeki güven ilişkisi, kredi güvenliği ve ticari hayatın kamu düzeni üzerindeki çeşitli değerleri içermektedir.

Taksirli İflas Suçu ile Korunan Hukuki Değer

Taksirli İflas Suçunun Maddi Unsurları

Taksirli iflas suçunun maddi unsurları fail, mağdur, konu, fiil ve netice bakımından değerlendirilmektedir.

Taksirli İflas Suçunda Fail

Suçun faili tacir olmanın gerek kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesin suretiyle iflasa sebebiyet veren ve iflasa tabi gerçek kişidir.

Taksili İflas Suçunda Mağdur

Suçun mağduru, taksirli iflas nedeniyle alacaklarını tahsil edemeyen veya tahsil edememe tehlikesiyle karşılaşan kişilerdir.

Taksirli İflas Suçunun Konusu

Suçun konusu, alacaklının iflas eden borçludan olan alacağın konusunu oluşturan şeylerdir.

Taksirli İflas Suçunda Fiil

Tacir hakkında iflas kararı verilmiş ve kesinleşmiş olmalıdır.

Aşağıda sayılmış olan unsurlardan birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir:

  • Müflisin ziyanları için geçerli bir sebep gösterememesi,
  • Müflisin evinin giderlerinin gereğinden fazla olması,
  • Müflisin kumar, şans oyunu veya borsada çokça para harcaması,
  • Müflisin borcunun alacağından çok olduğunu bildiği halde bu durumdan haberleri olmayan kimseleri önemli miktarda veresiye mal satın alması veya borç alması,
  • Ticaret Kanunu gereğince tutulması zorunlu olan defterleri müflisin hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış olması,
  • Müflisin mevcudu ile alacağından çok fazla meblağ içeren senetler imzalamış olması,
  • Müflisin iflas takibi sırasında mahkeme veya iflas dairesi tarafından çağırıldığı halde bir sebep olmaksızın gelmemiş olması,
  • Müflisin işlerini terk ederek kaçmış olması,
  • Müflisin önceki konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflasına karar verilmesi,
  • Müflisin zorunlu olduğu halde iflas için mahkemeye başvurmamış olması,
  • Ticareti terk eden tacirin mal beyanında bulunmaması, mallarını eksik göstermesi, aktifinde yer alan veya bunların yerini almış değerleri haciz veya iflas sırasında göstermemesi veya mal beyanında bulunduktan sonra mallar üzerinde tasarrufta bulunup hakkında iflas kararı verilirse borçlu taksirli müflis sayılır ve cezalandırılır.

Netice

Suçun neticesi, dikkat ve özenin gösterilmemesi sebebiyle iflasa sebebiyet vermedir. Taksirli iflas suçu, sırf hareket suçudur.

Taksirli İflas Suçunun Manevi Unsuru

Taksirli iflasta tacir, yapmış olduğu fillerle iflas edeceğini bildiği halde bu neticeyi istememektedir.

Suçun Özel Görünüş Şekilleri

Taksirli suçlarda neticenin istenmemesi, istenmeyen neticeye yönelik bir icra hareketinden de bahsedilemeyeceği için bu suçlar açısından teşebbüs mümkün değildir.

Taksirli suçlara iştirak mümkün değildir.

Taksirli iflas suçu açısından içtima konusunda genel içtima kuralları tatbik edilebilir.

Suçun Takip Usulü

Taksirli iflas suçu, re’sen takip edilen bir suçtur.

Suçtan zarar gören şahısların dilekçe veya sözlü başvuruları ile Cumhuriyet savcılığınca re’sen takip edilir.

Dava açılması halinde dava, kamu davası niteliğinde olduğundan suçtan zarar gördüğünü iddia eden kişiler davaya müdahil olarak katılmaları gerekmektedir.

Taksirli İflas Suçunun Cezası

İcra İflas Kanunu madde 310’da suçun unsurları belirtilmiş olup yaptırım hususunda Türk Ceza Kanunu’na atıf yapılmıştır.

Türk Ceza Kanunu’nda yaptırım olarak iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Taksirli İflas Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Taksirli iflas suçunun soruşturma ve kovuşturma süresi şikayete tabi olmayıp resen yapılır. Uzlaştırmaya bağlı suçlardan değildir.

Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. İflas kararının verildiği yer, suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Sonuç

İcra ve iflas süreçleri, karmaşıklıkları ve hukuki detayları nedeniyle uzman bir avukatla çalışmanın kritik bir öneme sahip olduğu hukuki alanlardan biridir. Bu süreçlerdeki teknik detaylar, mali sonuçlar ve hukuki düzenlemeler göz önüne alındığında, profesyonel bir rehberlik olmaksızın adım atmak risklidir.

Ayrıca, belge hazırlama, muhataba iletişim ve müzakere gibi aşamalarda avukatın uzmanlığı, sürecin düzenli ve etkili bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Unutulmamalıdır ki, hukuki destek almak, güçlü bir strateji oluşturmanın ve hakların korunmasının en etkili yoludur.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Evrim ÜSTÜNDAĞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu