Ceza Hukuku

Soykırım Suçu (TCK m.76)

Soykırım Suçu ( TCK m.76 )

Soykırım, bir insan grubunun bir kısmını veya tamamını yok etmeyi amaçlayan eylemlerdir. Soykırım suçu, ilk olarak 09.12.1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile ortaya çıkmıştır. Türk hukukuna ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile giren soykırım suçu, önceki ceza kanununda  yer bulmadığından  bu nitelikteki eylemler  kasten yaralama ve kasten öldürme gibi suçlar kapsamında değerlendirilmekteydi.

Türk Ceza Kanununun uluslararası suçlar kısmının soykırım ve insanlığa karşı suçlar bölümünde yer alan soykırım suçuna 76. maddede ayrıntılı olarak yer verilmiştir.

“Soykırım Madde 76-

(1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:

a) Kasten öldürme.

b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.

c)Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.

d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.

e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.

(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.

(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez”

Türk Ceza Kanununun 76. maddesinde, bazı grup türlerinin kısmen veya tamamen yok edilmesi maksadıyla maddede sayılan fiillerin gerçekleştirilmesiyle soykırım suçunun oluşacağı ifade edilmiştir. Bu kapsamda söz konusu grup türlerini açıklamakta fayda vardır:

  • Milli Grup: Ortak bir vatandaşlığa dayalı olarak hukuki bir bağı paylaşan insan topluluğu
  • Etnik Grup: Ortak bir dili veya kültürü paylaşan insan topluluğu
  • Irki Grup: Yalnızca kalıtımsal özelliklere dayanan insan topluluğu
  • Dini Grup: Ortak bir dini, mezhebi benimseyen insan topluluğu

Soykırım suçu ile madde kapsamında sayılan gruplara mensup bireylerin maddi ve manevi varlıkları, yaşam hakları; tüm uluslararası suçlarda olduğu gibi uluslararası kamu düzeni korunan hukuki yararlardır.

A.      Soykırım Suçunun Unsurları

Uluslararası toplum düzenini bozduğundan sebeple uluslararası toplumu mağdur duruma getiren fiiller, uluslararası suç olarak nitelendirilmektedir. Uluslararası ceza hukukunun konusu kapsamına giren soykırım suçunda da ulusal ceza hukuklarında olduğu gibi suçun unsurları incelenmektedir. Aynen ulusal hukukta da olduğu gibi maddi ve manevi unsur ölçütü uluslararası ceza hukukunda da uygulanmaktadır. Yani bu suçun vücut bulabilmesi için maddi ve manevi unsurun bir arada bulunması gerekmektedir. Soykırım suçunda suçun unsurlarından olan hukuka aykırılık unsuru ise bulunmamaktadır. Zaten soykırım suçunun hukuka uygun olma ihtimali bulunmamaktadır.

1.      Maddi Unsurlar

Soykırım suçunu ortaya çıkaran eylem “Bir planın icrasını gerçekleştirerek” milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi amacıyla, sayılan bu grupların üyelerine karşı T.C.K.’nın 76. maddesinin 1. fıkrasında bahsi geçen fiillerin herhangi birini işlemek suretiyle olursa, suçun maddi unsuru oluşur. Soykırım suçu ancak, T.C.K.’nın 76. maddesinin 1. fıkrasında sınırlı olarak sayılan beş biçimde işlenebilir.

a) Fiil

  • Kasten öldürme

Grup üyelerinin öldürülmesi yaşam hakkının ihlali olduğundan, soykırım suçunun en açık görüldüğü haldir. Bir insan grubunun tamamını veya bir kısmını yok etmek amacıyla milli, etnik, ırki veya dini grup üyelerinden birinin öldürülmesi soykırım suçunun maddi unsurunun tamamlanması sonucunu doğurur. Suç gerçekleştirirken asıl amaç grup üyelerini ortadan kaldırmak olduğundan kasten öldürmenin basit hali ve nitelikli halleri arasında soykırım suçu bakımından bir fark bulunmamaktadır. Bir grubun sonunu getirmek amacıyla bu eylemin gerçekleştirilmesi halinde tek kişinin öldürülmesi ile de bu suçun oluşması sonucunu doğuracaktır.

  • Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme

Türk Ceza Kanununda yer verilen “Grup üyelerinin bedensel veya ruhsal bütünlüğüne zarar verme” kavramıyla anlatılmak istenen grup üyelerinin fiziksel veya ruhen ağır şekilde sağlık durumunun bozulmasıdır.  Grup üyelerinden en az birinin bedensel veya ruhsal bütünlüğü ağır olarak bozulursa bu suç oluşur. Yani bu madde incelenirken eylemin telafi edilebilirliğine değil oluşan zararın niceliğine (ağır olup olmamasına) bakılır. Bu tanım ışığında cinsel saldırılar bedensel veya ruhsal zarara ağır olarak sebep vermektedir. İşlenen fiilin soykırım suçunu oluşturması için mutlaka neticenin gerçekleşmiş olması aranmamaktadır.

  • Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması

Bu fiile grup üyelerinin yaşamaları için elzem olan gıda gibi kaynaklardan üyeleri kasten yoksun bırakma, ağır koşullar altında kamplarda barındırma durumları örnek  verilebilir. Bu davranışlar sonucu grup üyeleri hemen ölmeyecekse de zaman dilimi sonucunda ölümler meydana gelecektir.

  • Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması

Doktrinde biyolojik soykırım olarak da adlandırılan soykırım suçunun fiil ile işlenmesi soykırımı gerçekleştirmeye yönelik fiillerin bir veya daha fazla kişiye uygulanmasıyla gerçekleşir. Bir grubun sonunun getirilmesi için kısırlaştırma, çocuk düşürtmeye yönelik eylemler gibi eylemlerin gerçekleştirilmesiyle de grup içindeki doğumların engellenmesine yönelik tedbirlerin alınması unsuru oluşur.

  • Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi

Çocukların başka bir gruba zorla nakli 18 yaşından küçük bir veya birden çok kişinin zorla bir gruptan başka bir gruba geçirilmesi ile oluşur. Grubun çocuklarının başka bir gruba nakledilmesi sonucunda, grup üyelerinin gelecekteki sayısı azaltılmaktadır. Bu halde çocukların başka bir gruba nakli sağlanırken kuvvet kullanılmalıdır. Bu kuvvet kullanmanın mutlaka başa gruba nakledilen çocuklara yapılması aranmamakta bu fiillerin gerçekleştirilmesini engellemek isteyen aile üyelerine yapılması da bu fiilin ortaya çıkmasına sebep vermektedir.

b) Fail

Soykırım suçunun faili herhangi bir kişi olabilir. Failin, devlette görevli olmasına gerek yoktur. Uygulamada yaygın olarak ise suçun faili asker veya polistir. Türk hukukunda, tüzel kişi bakımından ise faillik kabul edilmemiş, madde metninde tüzel kişiler bakımından 60. maddede yazılı güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

c) Mağdur

Soykırım suçunun mağduru, maddede özellikleri belirtilen gruplardır. Soykırım suçunun tüm insan topluluğunun var olma hakkının ihlali niteliğinde olduğu açık olduğundan soykırıma ilişkin fiiller bireylere karşı gerçekleştirilse de eylemde birey tek başına değil ait olduğu grubun üyesi olarak mağdurdur. Yani suçun mağduru aslında bireydense toplumdur.

d) Suçun Konusu

Soykırım suçunun konusu, 76. maddede sayılan fiilin çeşidine göre belirlenecektir. Kasten öldürme fiilinde konu öldürme fiilinin gerçekleştirildiği milli, etnik, ırki veya dini bir grubun üyeleridir. Bedensel veya ruhsal ağır hasarlar verme fiilinde ise bedensel veya ruhsal zarar verilen grup üyeleri suçun maddi konusunu oluşturmaktadır. Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması durumunda zor koşullara zorlanan grup üyeleri suçun konusudur. Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması halinde ise bu tedbirlerin uygulandığı grup üyeleri konuyu oluşturmaktadır. Gruba ait çocukların başka bir gruba zorla nakledilmesinde maddi konu; milli, etnik, ırki veya dini gruba ait çocuklardır.

2.      Manevi Unsur

Soykırım suçunu oluşturan fiiller; milli, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek kastıyla işlenmelidir. Soykırım suçunun faili yukarıda da saydığımız soykırım suçunu oluşturan hareketleri ancak bilerek ve isteyerek gerçekleştirebileceği için, bu suçun taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Bu suç tipinde özel kast aranmakta olup grubu yok etme şeklindeki özel kastın mutlaka fiilin meydana getirildiği anda bulunmasına gerek yoktur. Soykırım suçunu Türk Ceza Kanununda sayılan insanlığa karşı suçlardan ayıran en önemli unsur yok etme kastıdır. Grubun kısmen veya tamamen yok edilmesi soykırım suçunun vücut bulması için gerekmemekle birlikte, grubun kısmen veya tamamen yok edilmesi amacıyla fiillerin gerçekleştirilmesi failin özel kastı barındırdığını ortaya koyar. Özel kastın ispatı konusunda ise kullanılan silahların niteliği, soykırım planının varlığı gibi sebepler aranmaktadır.

Sonuç olarak soykırım suçunun oluşması için özel kast arandığından bu suçun olası kast veya taksirle işlenmesi mümkün değildir.

B.      Suçun Özel Görünüş Şekilleri

1.      Teşebbüs

Soykırım suçunun tamamlanması için grubun bir kısmının veya tamamının yok edilmesi gerekmez. Suçu oluşturan fiillerden bir veya birkaçının meydana getirilmiş olması yeterlidir.

Soykırım suçunun faili, meydana getirmek istediği soykırım suçu için Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesinde sayılan fiillerden bir veya birkaçının icra hareketlerine başlar ancak elinde olmayan sebeplerle sonuç ortaya çıkmazsa failin bu fiiller sebebiyle soykırım suçuna teşebbüsten sorumluluğu doğacaktır. Grup içinde doğumlara engel olunması, gruba ait çocukların başka bir gruba zorla nakledilmesi için neticenin gerçekleşmesine gerek yoktur ve bu eylemlere teşebbüs olanaklı değildir.

2.      İçtime

Soykırım suçunda özel içtima hükümleri uygulanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesinin 2. fıkrasına göre; “ soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.”  Bu madde gereğince soykırım suçunun faili, özel kast ile birden fazla kişiyi öldürmüş ise öldürdüğü kişi sayısı kadar, birden fazla kişiyi yaralamış ise yaraladığı kişi sayısı kadar ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılacaktır.

3.      İştirak

Türk Ceza Kanununda soykırım suçuyla ilgili iştirak hususunda özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden Türk Ceza Kanununun genel hükümlerinde yer alan azmettirme ve yardım etme hükümleri çerçevesinde suça iştirakten dolayı sorumlu olanlara ceza verilebilecektir. Kişinin soykırım suçunu oluşturan Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesine sayılan eylemlerden birine bile katılmış olması o kişinin soykırım suçunun faili sayılması sonucunu doğurmaktadır.

Soykırım suçunun işlendiğini bildiği halde suçun önlenmesi için hiçbir şey yapmayan üst pozisyonundaki asker soykırım uygulayan astın suçuna iştirak etmiş olacağından ast ile beraber soykırım suçundan sorumlu tutulacaktır. Ancak bir grubu ortadan kaldırmak saikiyle belirli grup üyelerinin öldürülmesini emreden üstün emrini yerine getiren ast üstün soykırım gerçekleştirmeye yönelik saikini biliyorsa soykırıma iştirakten, bu saikten bihaber ise kasten adam öldürme veya yaralama suçlarından sorumluluğu doğacaktır.

C.      Yaptırım

Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.” Soykırım suçundan dolayı tüzel kişilerin cezalandırılması hususunu ise Türk Ceza Kanunu’nun 76 maddesinin 3. fıkrası şu şekilde düzenlemiştir; “ Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. “ Bu kapsamda ise güvenlik tedbirlerinden Türk Ceza Kanunu’nun 60. maddesinde düzenleme alanı bulan iznin iptali ve müsadere gibi tedbirler uygulanabilir.

D.      Kovuşturma Usulü

Soykırım suçunda re’sen soruşturmaya başlanılır. Bu suç için evrensellik ilkesi kabul edildiğinden, soykırım suçunun Türkiye dışında bir ülkede yabancı biri tarafından yabancıya birine karşı işlenmesi durumunda bile Türkiye’de kovuşturulmasında sakınca görülmemektedir. Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesine göre soykırım ve insanlığa karşı suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe varsa bu mevcudiyet tutuklama sebebi sayılabilir.

E.      Zamanaşımı

Türk Ceza Kanununun 76. maddesinin 4. fıkrası zamanaşımı hususunu şu şekilde düzenlemiştir; “Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.” Bu suç tipin evrensel nitelikte olduğundan işlenmesinin üzerinden uzun süre geçse de etkileri silinmeyeceğinden soykırım suçunda dava zamanaşımı işlememektedir.

F.      Türk Ceza Kanununun 78. Maddesi Kapsamında Soykırım Suçu

Soykırım suçunun örgüt şeklindeki bir yapılanmayla işlenmesi hâlini Türk Ceza Kanununun 78 . maddesi ayrıca cezalandırmaktadır. TCK’nın 78. maddesine göre; “yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.” Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmiş olması hâlinde ise kişi ayrıca bu suçlardan dolayı sorumlu olmaktadır.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu