Ceza Hukuku

Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu

Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu (TCK m. 114)

Türk Ceza Kanununda siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu kanunun “Kişilere Karşı Suçlar”ı düzenleyen ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığını taşıyan yedinci bölümünde düzenlenmiştir. 114. Maddede bu suçu şu şekilde düzenlemektedir;

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi

Madde 114- (1) Bir kimseye karşı;

a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,

b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,

Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçuna ilişkin getirilen düzenlemenin her fıkrasıyla ayrı hukuki değerler korunmaktadır. Birinci fıkrada korunan hukuki değer Anayasanın 68. Maddesinde düzenlenen parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma hakkıdır. Maddenin ikinci fıkrasıyla korunan hukuki değer ise yine Anayasanın 68. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenen siyasi partilerin faaliyetlerini sürdürme hakkıdır.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fail

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun faili hakkında kanunda ayrıca bir sınırlandırma getirilmediğinden bu suç tipi özgü suç niteliği taşımamaktadır. Bu suçun faili gerçek kişi olan herkes olabilir. Ancak ortak hükümlerin düzenlendiği Türk Ceza Kanununun 119. Maddesine göre eğer bu suç birden fazla kişi ile birlikte gerçekleştirilirse bu durumda suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır.

b.      Fiil

Türk Ceza Kanununun siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunu düzenleyen 114. Maddesinde bu suçu oluşturan üç ayrı seçimlik fiile yer verilmiştir.

114. maddenin 1. Fıkrasının (a) bendinde;

  • Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya
  • Siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya
  • Siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlayan fiiller bu suçu oluşturmaktadır.

114. maddenin 1. Fıkrasının (b) bendinde ise cebir veya tehdit aracılığıyla seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya zorlayan fiiller cezalandırılmaktadır. Kamu hizmetinde kalmaya yönelik fiiller bu madde kapsamında değerlendirilemeyecekse de başka suçlara vücut verebilecektir.

114. maddenin 2. Fıkrasında; cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi cezalandırılmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere birinci fıkrada herhangi bir netice aranmadığından birinci fıkra sırf hareket suçu niteliğindeyken ikinci fıkrada düzenlenen suçta ise netice aranmaktadır.

c.       Netice

Türk Ceza Kanununun 114. Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen fiiller sonucunda herhangi bir neticenin oluşması aranmamaktadır. Yani siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun tamamlanması için, kişinin siyasi hakkını kaybetmiş olması gerekmemektedir. Bu sebeple bu fıkradaki hal sırf hareket suçu niteliğindedir.

114. maddesinin ikinci fıkrasında ise suçun tamamlanması için, bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi gerekmektedir. Yani bu fıkrada suçun tamamlanması bakımından bir neticenin oluşması aranmaktadır.

d.      Mağdur

Bu suçun mağduru siyasi hakları kullanma hak ve ehliyetine sahip Türk vatandaşı gerçek kişidir. Türk Ceza Kanununun 53. Maddesinde; “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, yoksun bırakılır.” Hükmüne yer verilmiştir. Bu suç bu madde kapsamındaki siyasi haklarını kullanmaktan yoksun bırakılmış kişilere karşı işlenemeyecektir.

e.       Suçun Konusu

Suçun düzenlendiği maddedeki iki fıkrada suçun konusu farklılık göstermektedir. İlk fıkrada mağdurun siyasi hakları suçun konusunu oluştururken ikinci fıkrada siyasi partinin engellenen faaliyetleri suçun konusunu oluşturur.

f.       Suçun Nitelikli Halleri

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun nitelikli halleri eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi,  inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarında olduğu gibi kanununun 119. Maddesinde düzenlenmiştir.

Ortak hüküm Madde 119-

(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

  • Silahla işlenmesi

Silah kavramı Türk Ceza Kanununun 6. Maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır. “Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” Bu madde kapsamında silah sayılan aletlerinin gücünün kullanılmasıyla siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu işlenirse suçun ağır cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır.

  • Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi

Kişinin kendisini tanınmayacak hale koyması suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun işlenmesiyle anlatılmak istenen failin yaptığı makyaj, giydiği kıyafetlerle, taktığı aksesuarlarla kendini tanınmayacak hale getirmesidir. Gerçekleştirilen değişikliğe rağmen suç işlenirken fail tanınmışsa bu durumda nitelikli hal oluşmayacaktır.

İmzasız mektupla işlenen bu suçun nitelikli hal olarak düzenlenmesinin nedeni bu durumun mağdurlarda daha ağır korku oluşturmasıdır. Bu nitelikli halin uygulanması için mağdur siyasal faaliyete engel olan imzasız mektubu kimin yazdığını anlayamamış olmalıdır.

  • Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hali kanunda suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Bu durum Türk Ceza Kanununun genel hükümlerinde düzenlenen müşterek faillik hükümleri kapsamında değerlendirilmelidir. Yani nitelikli halin oluşması için suç en az iki kişi tarafından işlenecek olmakla beraber bu kişilerin fiilleri müşterek faillik niteliğinde olmalıdır.

  • Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi

TCK’nın 220. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; “örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir”  Suçun en az 3 kişiden oluşan bir örgüt kapsamında işlenmesi halinde suçun nitelikli hali gündeme gelecek siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun temel haline göre verilecek ceza 1 kat arttırılacaktır.

  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi

Türk Ceza Kanununun 6. Maddesine göre kamu görevlisi; “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiler” dir. Bu kişilerin görevlerinin verdiği nüfuzu kullanarak bu suçu işlemeleri halinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali oluşacaktır. Kamu görevlisinin nüfuzu kötüye kullanması için kamu görevlisi sıfatının meşru olarak elde edilmiş olması aranmaktadır.

2.      Manevi Unsurlar

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçları ancak kasten işlenebilmektedir. Suçların taksirle işlenen halleri ancak kanunda düzenleme bulunduğunda cezalandırıldığından siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçlarının taksirle işlenmesi mümkün değildir.

II.      Suçun Özel Görünüş Halleri

1.      Teşebbüs

Türk Ceza Kanununun 35. Maddesinde tekerrür; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Şeklinde tanımlanmıştır.  Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda suç fiilleri gerçekleştirmeye yönelik yapılan cebir veya tehditle tamamlanmış olmaktadır. Yani sonuçta siyasi hakların engellenmesi şart değildir.

Bu suça teşebbüs icra hareketlerinin parçalara ayrılması halinde söz konusu olabilir.

2.      İştirak

Madde metninde iştirak hakkında özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden iştirak bakımından söz konusu suç bir özellik arz etmemektedir. Yani bu suç tipinden azmettirme, yardım etme gibi iştirak halleri söz konusu olmaktadır.

3.      İçtima

Cebir ve tehdit, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun unsurlarından biridir. Türk Ceza Kanununun 42. Maddesi; “Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz”  hükmüne yer verilmiş olup bileşik suçu düzenleyen bu madde gereği fail ayrıca cebir ve tehdit suçlarından cezalandırılmayacaktır.

119. maddenin son fıkrasında; “Bu maddenin ikinci fıkrasında, “Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” hükmü yer almaktadır. Yani siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu işlenirken neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hallerinin oluşması durumunda Türk Ceza Kanununun 87. Maddesine göre fail ayrıca cezalandırılacaktır.

Failin farklı suç işleme iradeleriyle aynı mağdura karşı siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun işlemesi durumunda zincirleme suç hükümleri dikkate alınmaktadır.

III.     Muhakeme ve Yaptırım

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçları, resen takip edilmekte olup soruşturmaları şikayete bağlı değildir.

Kanununun 114. Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen seçimlik fiil için öngörülen ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası iken ikinci fıkrada düzenlenen cebir ve tehdit veya başka bir hukuka aykırı davranışla siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir.

Türk Ceza Kanununun 119. Maddesinde ise bu suçun nitelikli hallerine yer verilmiş olup bu hallerin gerçekleşmesi halinde verilecek ceza bir kat arttırılmaktadır.

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçuna bakmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.

  Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu