Genel Hukuki Bilgiler

Noterin Hukuki Sorumluluğu ve Tazminat Davası

Noterlik, hukuk güvenliğini temin etmek ve uyuşmazlıkları engellemek amacıyla işlemleri belgelendiren ve kamu hizmeti niteliğinde faaliyet yürüten bir kurumdur (Noterlik Kanunu m.1). Bu nedenle, noterlerin tazminat sorumluluğu, “kusursuz sorumluluk” rejimi hükümlerine tabidir.

Noterlerin yaptığı işlemlerden dolayı zarar gören kişiler noterler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açabilirler. Noterin bir “işi yapmaması”, “hatalı yapması” veya “eksik yapması” nedeniyle oluşan her türlü zarar, maddi ve manevi tazminat davasına konu edilebilir (Noterlik Kanunu m.162/1).

Noter İşlemlerinde Hukuki Sorumluluklar

Noter İşlemlerinde Hukuki Sorumluluklar

Noterlik Kanunu’na göre noterlikler, güven kurumları olarak düzenlenir ve yaptıkları işlerde uzman kabul edilirler. Noterlik işlemleri sıkı kural ve şartlara bağlıdır ve noterler, belge ve beyanları resmileştirerek kanunun kendilerine verdiği kamusal yetkileri kullanırlar. Kamu hizmetlerini yerine getirirken noterlerin, her türlü özen ve dikkati göstermeleri gerekir. Noterlik mesleğinde çalışan bir kişinin göstermesi beklenen objektif davranışlar, noterlerin sorumluluğu değerlendirilirken temel alınır.

Noterlik Kanunu’nun 162. maddesine göre, noterlerin ve çalışanlarının yaptığı işlerden dolayı sorumlulukları kusursuz sorumluluk rejimine tabidir. Bu rejime göre, tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için sadece belirli şartların gerçekleşmesi gerekir:

  • Noter veya çalışanı tarafından bir eylem veya işlem gerçekleştirilmiş olmalıdır.
  • Bu eylem veya işlem sonucunda bir zarar meydana gelmiş olmalıdır.
  • Eylem veya işlem ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı bulunmalıdır.

Uygun illiyet bağı, noterlik işlemlerinden kaynaklanan bir zararın meydana gelmiş olması anlamına gelir. Tazminat davası açan bir davacının, noterin kusurlu davranıp davranmadığını kanıtlamak zorunda olmadığı unutulmamalıdır. Noterlerin kusursuz sorumluluğu, zarar görenin kusurunu kanıtlama yükümlülüğünü ortadan kaldırır.

Noterin Hatalı İşlemleri ve Yarattığı Zararlar

Uygulamada noterin tazminat sorumluluğuna neden olan haller şunlardır:

  • Noterin görevi ihmal suçu işlemesi,
  • Noterin hatalı/yanlış işlem yapması,
  • Sahte vekaletname düzenlemesi,
  • Sahte kimlikle sözleşme, beyan alma vb. herhangi bir işlem yapması.

Noterin Sorumluluğunu Kaldıran Haller

Noterin Sorumluluğunu Kaldıran Haller

Kusursuz sorumluluk rejimi gereğince, noter zararın meydana gelmesine gerekli özeni göstermiş olsa dahi engel olamayacağını ispat ederse tazminat sorumluluğundan kurtulabilir. Örneğin, noter gerekli özeni gösterdiğini iddia ederek sorumluluktan kurtulamaz, ancak gerekli özeni göstermiş olsa bile, zararın meydana gelmesine engel olamayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Zarar ile noterin eylemi veya işlemi arasında nedensellik bağını kesen bir durumun ispatlanması halinde, noterin tazminat sorumluluğu ortadan kalkar. Nedensellik bağını kesen durumun ispat yükü tamamen notere aittir.

Ayrıca, noter, eylem veya işlemi nedeniyle meydana gelen zararın aşağıdaki nedenlerden kaynaklandığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir:

Zararın “mücbir sebep” nedeniyle meydana geldiğini ispatlayan noter, sorumluluktan kurtulabilir. Mücbir sebep, noterin iradesi dışında dış etkenlerden kaynaklanan durumları ifade eder, örneğin yangın, sel, deprem veya ağır hastalık gibi durumlar. Zarar görenin tam kusurunun kanıtlanması halinde noter, tazminat sorumluluğundan kurtulabilir.

Noter, zararın üçüncü bir şahsın ağır kusurundan kaynaklandığını ispatladığı takdirde tazminat sorumluluğundan kurtulabilir.

Uygulamada sahte belgelerle yapılan işlemler sıklıkla karşılaşılabilir. Örneğin, sahte nüfus cüzdanıyla vekaletname veren bir kişinin belgedeki bilgilerinin gerçek nüfus kaydıyla çelişmesi durumunda ve bu durum noter çalışanının dikkatinden kaçmışsa, noterin tazminat sorumluluğu doğar.

Sahte belgelerle yapılan işlemlerde noterin sorumluluğu, belgenin iğfal kabiliyetine bağlı olarak değerlendirilir. Noter, işlemi iğfal kabiliyeti olan bir sahte belgeye dayandırmışsa ve üçüncü bir kişinin ağır kusuru (örneğin, sahte belgenin sunumu) nedeniyle zarar meydana gelmişse, noterin sorumluluğu ortadan kalkar.

Tazminat Davası Açma Şartları ve Süreçleri

Zarar noterlik çalışanının fiilinden doğmuşsa, çalışanın zararın doğumunda kusurlu olup olmaması onun bizzat sorumlu tutulup tutulamayacağı bakımından da önemlidir. Noterlik çalışanı kusurlu ise, zarar gören, noterin sorumluluğuna gidebileceği gibi, doğrudan noterlik çalışanına karşı da haksız fiil (BK. m. 49) esasına dayalı olarak tazminat davası açabilir.

Noterlik Kanununda zamanaşımı konusunda özel bir hüküm yer almamıştır. Öğretide, kanunlar tarafından özel bir zamanaşımı süresi getirilmemiş ise bütün haksız fiiller hakkında Türk Borçlar Kanununun 72. maddesinin uygulanması gerektiği benimsenmiştir.

Noter Tazminat Davalarında Dikkate Alınacak Hususlar 

Noterin hukuki sorumluluğu çerçevesinde açılacak olan tazminat davası hükümleri Türk Borçlar Kanununda haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasının genel hükümleri çerçevesinde belirlenmiş olup özel bir durum mevcut değildir. 

Zarar Gören ile Noter Arasındaki İlişki

Noterler kamu hizmeti görmekle birlikte, kamu görevlisi veya serbest meslek çalışanı olarak nitelendirilemezler. Noterlerin kendine özgü bir hukuki statüleri vardır. Noterin başlıca görevi belgelere ve işlemlere resmiyet kazandırmaktır. Noterlik faaliyetlerinin hukuka aykırı olması halinde kişiler büyük zararlara uğrayabilirler. Noterlik Kanunu m. 162’ye göre, noterler hukuka aykırı noterlik fiilinden zarar gören kişilere karşı sorumludurlar.

Noterin hukuka aykırı noterlik faaliyetinden ötürü zarar gören kişiye karşı hukuki sorumluluğunun temeli haksız fiil hükümleridir. Noterin hem kendi fiilinden, hem de çalışanının fiilinden ötürü hukuki sorumluluğu Noterlik Kanunu’nda bir kusursuz sorumluluk hali olarak düzenlenmiştir. Noter kusurunun bulunmadığını veya çalışanına gereken özeni gösterdiğini ispatlayarak sorumluluktan kurtulamaz. Ancak noterin noterlik faaliyeti ile doğan zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulması mümkündür.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu