Hak Ehliyeti ve Fiil Ehliyeti Nedir?
Her fiil ehliyetine sahip kişi hak ehliyetine de sahiptir ancak her hak ehliyetine sahip kişi fiil ehliyeti sahibi değildir.
Hak Ehliyeti Nedir?
Hak ehliyeti kişinin hak ve borçlara sahip olabilme ehliyetidir. Her insanın hak ehliyeti vardır. Taraflar ileri sürmese bile hakim kişilerin hak ehliyetinin mevcut olup olmadığını kendiliğinden göz önünde tutar. Hak ehliyeti hak ve yükümlülüklerin insana aidiyetini sağlar.
Hak ehliyetinin sınırlandığı haller yaş, cinsiyet, evlilik, yabancılık, ayırt etme gücüne yani temyiz kudretine sahip bulunmayanların durumu, akıl hastalığı, yabancı hukukun uygulanması, haysiyetsiz hayat sürme ve mahkûmiyet gibi haller olarak sıralanabilir.
Fiil Ehliyeti Nedir?
Fiil ehliyeti bir kimsenin iradi davranışla hukuki sonuç meydana getirebilmesini ifade eder. Bu Hukuki sonuç fiili yapanın hak kazanması olabileceği gibi borçlandırıcı bir işlemle borç altına girmesi de olabilir. Fiil ehliyeti bireylerin yaptığı eylemin hukuki sonucunun kendisine isnat edebilmesini ifade etmektedir.
Fiil ehliyetini düzenleyen kurallar kişileri koruyan ve diğer yandan da hukuk güvenliğini sağlayan emredici kurallar olduğundan aksi kararlaştırılamaz.
Tam Fiil Ehliyeti İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?
Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.
Böylece tam bir fiil ehliyeti için ikisi olumlu biri olumsuz olmak üzere üç şart aranır:
- Ayırt etme gücüne sahip olmak,
- ergin olmak,
- kısıtlı olmamak.
Ayırt Etme Gücü (Temyiz Kudreti) Nedir?
Türk Medeni Kanunu Madde 13’te de düzenlendiği üzere yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.
Akla uygun biçimde davranmayı engelleyen sebepler; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı (down sendromu vb. rahatsızlıklar) sarhoşluk ve benzer sebepler(ateş nöbetleri ,hipnotizma, uyurgezerlik, cinnet) olarak sayılabilir.
Şizofreni, epilepsi gibi akıl hastalıklarında kişi her zaman ayırt etme gücünden yoksun değildir dolayısıyla sağlıklı kabul edildikleri zamanda fiil ehliyetine sahiptirler.
Türk Medeni Kanunu madde 133’te de düzenlendiği üzere evlenmesinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile anlaşılmadıkça akıl hastasının evlenmesine izin verilmeyerek akıl hastalığı kesin bir evlenme engeli olarak kabul edilmiştir.
Ayırt etme gücünde gerçekleşen işlemin akla uygunluğuna değil işlemi yapan kişinin o davranış için yeteneğe sahip olup olmadığına bakılır. Dolayısıyla ayırt etme gücü göreceli bir kavramdır. Kural olarak belirli bir davranışta bulunulduğu an için ayırt etme gücünün varlığı aranır. Ayırt etme gücünün varlığı karine olarak kabul edildiğinden, ayırt etme gücünün yokluğunu iddia edenin ispat etmesi gerekir.
Ergin Olmak Nedir ve Hangi Hallerle Ergin Olunur ?
Ergin olmak kanunun ön gördüğü ergenlik yaşına erişmiş olmakla beraber evlenme ile veya mahkeme kararıyla ergin olma imkanları da sunulmuştur. Normal erginlik 18 yaşını doldurulması ile başlar.
Bilindiği üzere evlenme yaşı ergenlik yaşının altındadır erkek veya kadın 17 yaşını doldurunca kanuni temsilcisinin rızasını alarak evlenebilmektedir.
Olağanüstü hal varsa pek önemli sebebe dayanarak 16 yaşını bitiren kadın veya erkeğin evlenebilmesinin imkanı vardır. Kanun, evli kişilerin kendi fiillerinden sorumlu tutulması gerektiğini ve dolayısıyla hala ana ve babasının velayeti altında kalmaması gerektiğini uygun görmüştür. Yani evlenme kişiyi ergin kılmaktadır.
Mahkeme Kararı ile Ergin Kılınma Nedir?
Henüz velayet veya vesayet altında bulunan ve fakat kendi hayatını düzenleyebilecek işlerini çevirebilecek olgunluğa erişmiş bir küçüğün bazı durumlarda kendi işlerini üstlenmesi gerekli olabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlendiği üzere, 15 yaşını dolduran küçük kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir. Erginlik kararının küçüğün menfaatine uygun olması gerekmektedir. Mahkeme tarafından erginliğe karar verme bir çekişmesiz yargı işlemidir.
Mahkeme kararıyla ergin olan bir bireyin velayet ve vesayeti son bulur. Fakat mahkeme kararıyla verilmiş olan erginlik, belirli bir işlem için ön görülmüş bulunan özel bir yaşın yerine geçmeyecektir. Örneğin 15 yaşında mahkeme kararıyla ergin olmuş bir birey evlenemeyecektir.
Kısıtlama Nedir ve Sebepleri Nelerdir?
Ergin bir bireyin kısıtlanması onun mahkeme tarafından kısıtlanmasına karar verilmesiyle olur. Kısıtlama kararının kişiyi koruma düşüncesinden hareketle verilmesi gerekmektedir.
Kısıtlanan birey ya ana ve babasının velayeti altına konulur veya ona bir vasi atanır. Kısıtlanan birey ayırt etme gücüne sahip ise kısıtlamadan önce tam ehliyetli olan bu kişinin ehliyeti kısıtlama kararı ile sınırlanmış olmaktadır.
Kısıtlama sebepleri;
- Akıl hastalığı,
- Akıl zayıflığı,
- Savurganlık,
- Alkol veya uyuşturucu bağımlılığı,
- Kötü yaşama tarzı,
- Kötü yönetim,
- Bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezasına mahkumiyet,
- İlgilinin talebi (kişinin yaşlılığını, ağır hastalığını sakatlığını ve deneyimsizliğini öne sürmesi) olmak üzere sıralanabilir.
Danışman Atanması Durumunda Şartlar Nelerdir?
Kısıtlamadan farklı olarak danışman atanması, bir kimsenin ehliyetini genel olarak kısıtlamasa da bazı işlerde danışmanın oyunu alma mecburiyeti yükler.
Danışmanın oyunu alması gereken konular şunlardır: dava açma ve sulh, taşınmaz alım satımı ve onlar üzerine rehin veya diğer bir ayni hak kurulması, kıymetli evrak alım satımı ve rehin edilmesi olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri, ödünç verme ve alma, ana parayı almak, bağışlama, kambiyo taahhütleri altına girmek, kefil olmak.
Bu tarz danışmanlığa oy danışmanlığı denmektedir. Oy danışmanlığında danışman, ehliyeti sınırlandırılanı temsil etmez ancak onunla birlikte hareket eder.
Yönetim danışmanlığı halinde ehliyeti sınırlandırılan birey gelirini serbestçe sarf eder danışmanın görüşü gerekmez ve fakat mallarını danışman yönetir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Zeynep Öykü ÖNDER