Ceza Hukuku

Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu (TCK m. 116)

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu (TCK m. 116)

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu, Türk Ceza Kanununun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlıklı Yedinci Bölümünde, kanunun 116. maddesinde düzenlenmiştir.

Konut dokunulmazlığının ihlali

Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2)Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3)Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.

(4)Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Doktrinde bulunan hakim görüşe göre, konut dokunulmazlığını ihlal suçunda korunan hukuki menfaat; kişinin huzurlu bir ortamda dilediği gibi hareket etme, yaşama özgürlüğüdür.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fiil

Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda cezalandırılacak fiil; bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak girmek veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmamaktadır. Suç girmek veya çıkmamak fiilleriyle tamamlanacağından bu suç tipi seçimlik hareketli bir suçtur.

Konut veya eklentisine girmek fiilinden anlaşılması gereken failin konut veya eklentisine tüm vücuduyla dahil olmasıdır. Ancak doktrinde failin vücudunun bir kısmının da konuta dahil olmasının yeterli olduğunu savunan görüşler mevcuttur. Bu durumda konuta girilmeksizin yalnızca konuta dıştan fiillerde bulunulması konut dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturmayacaktır. Örneğin; camdan içeriyi izleme, duvara bardak dayayarak evi dinleme bu suçu oluşturmayacaktır.

Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda yaptırıma bağlanan bir diğer fiil ise çıkmamaktır. Çıkmamak fiilinin gündeme gelmesi için ev üzerinde hak sahibi kişinin faile çıkmasını teklif etmesine rağmen çıkmaması gerekmektedir. Bu fiilin meydana gelmesi için çıkmamanın bir süre devam etmesi gerekir. Teklif edildikten sonra direkt çıkılmaması bu suçu oluşturmamaktadır.

Bu iki fiilin suç oluşturması için hak sahibinin rızasına aykırı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Hak sahibinin rızası olup olmadığı ise somut olaya göre değerlendirilmelidir.

Bu suçun gündeme gelmesi için konut sahibinin evde bulunmasına gerek yoktur.

Konuta giriş ve çıkış hakkında rıza açıklamaya yetkili kişilerin kimler olduğunu da bu kapsamda açıklamakta fayda bulunmaktadır. Şayet konutu tek kişi kullanıyorsa bu kişi rıza açıklamaya yetkilidir. Evlilik birliği ya da başka nedenle birden fazla kişinin kaldığı konutlarda, konutta kalan her kişi rıza açıklama yetkisine sahiptir. Türk Ceza Kanununun 116. maddesinin 3. fıkrası ise bu konuda şöyle bir düzenlemeye yer vermiştir; “ Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.”

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2018/578 Esas, 2020/363 Karar, 09.07.2020 Tarih.

Katılanın, sanığı daha önceden tanımadığına ve gece vakti işten eve geldiğinde sanığı eşiyle birlikte evinde görmesi üzerine polisi aradığına yönelik aşamalardaki istikrarlı beyanlarına karşın, katılanın eşi olan tanığın, gece vakti sayılan bir zaman diliminde sanığı eve almasına ilişkin tutarlı ve makul görülebilecek bir açıklama getirememiş oluşu, sanığın soruşturma aşamasında, tanığın komşusu olan bir şahsın evine yapılacak olan cam balkon sistemi için ölçü almak amacıyla uğradığını, katılan aniden eve gelince kendisini görmesi üzerine “Tanımadığım bir erkeğin benim evimde ne işi var?” diyerek bağırıp çağırdığını ve polisi aradığını savunmasına rağmen, kovuşturma aşamasında daha önceden katılanla tanıştıklarını, talep üzerine balkon ölçüsü almak için katılanın evine gittiği şeklindeki çelişki gösteren savunmasına itibar edilemeyeceği ve gece vakti sayılan bir zaman diliminde, katılanın evde ve haberi olmadığı bir sırada katılanın eşi tanık ile sanığın kahve içmelerinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği gözetildiğinde, sanığın, katılanın konutuna girmesi hususunda tanık eşinin göstermiş olduğu rızanın meşru bir amaca yönelik olmadığının, dolayısıyla geçerli veya varsayılan bir rızası bulunmadığından katılanın gece vakti konut dokunulmazlığının ihlal edildiğinin kabulü gerekmektedir.

b.      Fail

Kanunda konut dokunulmazlığını ihlal suçunu düzenleyen 116. maddede fail bakımından herhangi bir kısıtlama getirilmediğinden konut dokunulmazlığının ihlali suçunun faili herkes olabilir. Ancak suçun kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde ise ortak hükümler başlıklı 119. maddede bulunan nitelikli hal oluşacaktır.

c.       Mağdur

Suçun mağduru konutta yaşayan hak sahibi kişi veya kişilerdir. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise bu suçun aile fertleri arasında da işlenmesi olasılığının bulunmasıdır. Bunun için aile ferlerinin birlikte yaşamayan kişiler olması ve eve girilmesini istemeyen tarafın bu durumu açık veya örtülü olarak rıza vermemesiyle göstermesi gerekmektedir.

Kirada bulunan evde ev sahibinin mülkiyet hakkı ise kiracının konut dokunulmazlığının ihlalini haklı hale getirmez.

d.      Suçun Konusu

Suçun konusu 116. maddenin 1. fıkrasına göre konut ve konut eklentileri 2. fıkrasına göre ise işyeri ve işyeri eklentileridir. İşyeri ve eklentilerinden anlaşılması gereken ise girilmesi mutat yerler dışında kaşan işyeri ve eklentileridir.

YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ 2020/6785 Esas, 2020/6856 Karar, 30.06.2020 Tarih.

Katılan sanık …’in katılanın evinin bulunduğu binada “Ortak alan” tabir edilen daire kapısı önlerine girmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde konut dokunulmazlığının ihlali suçunun tamamlandığı gözetilmeden TCK’nun 35. maddesinin uygulanması sureti ile eksik ceza tayini,

Bir yerin konut olarak sayılabilmesi için; gece istirahatına uygun olup olmaması, devamlı olarak burada kalınıp kalınmaması, yerin tahsis amacı, fiilen oturulması, bina olması, kullanımın meşru sebebe dayanıp dayanmaması önemli değildir.

e.       Daha Fazla Cezayı Gerektiren Nitelikli Haller

  • Fiilin Cebir veya Tehdit Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından cebir 86. maddenin 2. fıkrasında düzenlenen kasten yaralamanın basit tıbbi müdahale ile tedavi edilebilecek halini aşması durumunda failin ayrıca 86. maddenin 1. fıkrası kapsamında düzenlenen suçtan da sorumlu tutulacağı ifade edilmiştir.

Cebir veya tehdidin ağırlatıcı neden olarak kabul edilebilmesi için konuta girmek veya konuttan çıkmamak için kullanılmış olması gerekmektedir. Yani cebir veya tehdit ve konuta girmek veya çıkmamak arasında illiyet bağı aranmaktadır.

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu tamamlandıktan sonra herhangi bir saikle cebir uygulanması durumunda ise bu nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.

  • Suçun Gece Vakti İşlenmiş Olması

Türk Ceza Kanununun 6. maddesine göre gece vakti kavramından; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” anlaşılmalıdır. Bu nitelikli halin düzenlenmesinin sebebi suçun gece vakti işlenmesi halinde mağdurun kendini savunma ihtimalinin zayıflaması ve suçun karanlıkta işlenmesinin kolaylaşmasıdır. Bu durumun nitelikli hal olarak sayılabilmesi için suçun işlendiği saatin tam olarak tespit edilmesi gerekmektedir.

Konuta gündüz girilmesine rağmen gece vaktine kadar çıkılmaması halinde ise temadinin sona erdiği an değerlendirilmeli ve ceza arttırılmalıdır.

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2016/18789 Esas, 2018/6300 Karar, 16.05.2018 Tarih.

Suça sürüklenen çocukların gece vakti mağdurlara ait ve olay esnasında içeride kimsenin bulunmadığı işyerlerine giriş kapı, korkuluk ve pencerelerine zarar vererek hırsızlık amacıyla girmeleri şeklindeki eylemlerinin, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının yanı sıra TCK’nın 116/4, 119/1-c maddelerinde düzenlenen gece vakti birden fazla kişi tarafından birlikte işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturduğu,

  • 119. Maddede Sayılan Nitelikli Haller

Türk Ceza Kanununun 119. maddesi; Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçları bakımından nitelikli halleri düzenleyen bir ortak hükümdür.

Madde 119-

(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;

a) Silahla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

  • Suçun Silahla İşlenmesi

Türk Ceza Kanununun 6. maddesi; “Silah deyiminden; 1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler” anlaşılması gerektiğini ifade etmiştir. Failin silah bulundurması yeterli olmayıp ayrıca bu nitelikli halin gerçekleşmesi için gerçek silahın kullanılmasına gerek yoktur. Fiilin işlenmesi bakımından elverişli olması şartıyla oyuncak veya kuru sıkı silah da olabilir.

  • Suçun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle, İmzasız Mektupla veya Özel İşaretlerle İşlenmesi

Konur dokunulmazlığının kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesinden anlaşılması gereken failin makyajla, maskeyle veya kıyafetleriyle kendisini tanınmayacak hale sokması ve fiil gerçekleştirilirken mağdurun kendisini tanımamasıdır.

  • Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi

Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda mağdurun konutunu savunma ihtimali azalacağından bu durum nitelikli hal olarak kanunda düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin söz konusu olması için suçun en az iki kişi tarafından işlenmesi ve bu kişilerin fiilleri müşterek fail seviyesinde gerçekleştirilmiş olmalıdır.

  • Suçun Var Olan veya Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi

Bu halin nitelikli hal olarak düzenlenmesinin sebebi suç örgütlerinin mağduru daha çok endişelendirmesi ve mağdurun suç örgütüne karşı kendisini savunmasının imkansıza yakın olmasıdır. Suç örgütünden anlaşılması gereken ise; suç sayılan fiilleri işlemek amacıyla en az 3 kişinin oluşturduğu topluluktur. Bu halin uygulanması için gerçekte bir suç örgütünün bulunması ise zorunlu değildir. Yalnızca suç örgütünden suçun işlenmesi sırasında bahsedilmesi yeterlidir.

  • Suçun Kamu Görevinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılarak İşlenmesi

Türk Ceza Kanununun 6. maddesinde kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu kişilerin kamu görevinin kendine tanıdığı nüfuzu kullanarak bu suçu işlemesi ise nitelikli hal olarak değerlendirilmektedir.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, fiilin kamu görevlisi olan kişi tarafından işlenmesi gerekmektedir. Kendisini kamu görevlisi gibi gösteren kişi tarafından bu suçun işlenmesi halinde ise nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.

2.      Manevi Unsurlar

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu ancak kasten işlenebilmektedir. Bu suçun taksirle işlenmesi hali kanunda düzenlenmediğinden failin bu yöndeki taksirli davranışının cezalandırılması mümkün değildir. Yani fail, mağdurun konut dokunulmazlığını bilerek ve isteyerek ihlal etmiş olmalıdır.

Ayrıca kanunda bu suç bakımından herhangi bir saike yer verilmediğinden failin suçu ne amaçla işlediğinin önemi bulunmamaktadır.

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Bir kişinin konutuna hukuka uygun sebeplerle hak sahibinin rızası hilafına girilmesi durumunda veya konuttan çıkılmaması durumunda konut dokunulmazlığını ihlal suçu oluşmamaktadır. Hukuka uygunluk sebepleri olarak; zorunluluk hali, meşru müdafaa, kanun hükmünün yerine getirilmesi örnek verilebilir.

Kendisine karşı gerçekleştirilen saldırıdan korunmak amacıyla bir eve giren kişinin bu davranışı zorunluluk hali kapsamında değerlendirilecek ve ceza verilemeyecektir. Ayrıca suçlunun yakalanması amacıyla da eve girilmesi halinde kanun hükmünün yerine getirilmesi hukuka uygunluk sebebi olarak değerlendirilecektir.

II.      Suçun Özel Görünüş Halleri

1.      Teşebbüs

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu hareketin gerçekleşmesiyle tamamlanmış olduğundan sırf hareket suçudur Yani suç hak sahibinin rızası olmaksızın konuta girilmesi veya girilen konuttan rızaya aykırı olarak çıkılmaması ile tamamlanmış olur. Girme seçimlik fiilinin uygulandığı durumlarda suça teşebbüs mümkünken çıkmama fiili bakımından teşebbüs ise mümkün değildir. Çünkü çıkmama fiilinin ne kadar sürmesi gerektiği açıkça düzenlenmemiştir.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2016/291 Esas, 2017/163 Karar,

21.03.2017 Tarih.

Sanığın, hırsızlık amacıyla mağdurun cadde üzerinde bulunan ikametinin önüne gelip, yerden yüksekliği 3,5 metre olan duvara tırmanarak açık olan pencereden içeriye gireceği sırada, mağdurun üst komşusu tanık …’in bağırması üzerine ikamete giremeden oradan kaçtığı sabit olan olayda, kanunun benimsediği objektif teori esas alındığında, mağdura ait ikametten hırsızlık yapmak amacıyla duvara tırmanarak açık pencereye çıkan sanığın, mağdurun taşınır malını koruduğu egemenlik ve tasarruf alanına müdahale edip, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının kanuni tanımında belirtilen elverişli hareketlere başladığı, ancak tanığın kendisini fark edip bağırması üzerine içeriye giremeden ve hırsızlık suçunu tamamlayamadan olay yerinden kaçtığı, bu ana kadar gerçekleştirdiği eylemin, konut dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçunun kanuni tanımında öngörülen neticeyi meydana getirmeye elverişli olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, eyleminin nitelikli hırsızlık suçuna teşebbüsün yanında, konut dokunulmazlığının ihlali suçuna teşebbüsü de oluşturacağının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

2.      İştirak

Konut dokunulmazlığını ihlal suçu bakımından Türk Ceza Kanununun genel hükümlerinde bahsedilen iştirak hallerinden hepsi mümkündür. Ancak iştirak konusunda dikkat edilmesi gereken husus meşru olmayan amaca yönelik olarak failin eve girmesine rıza gösteren aile üyesinin bu suçu işlemiş sayılıp sayılmayacağıdır. Konutu birlikte kullanma yetkisine sahip kişiler suç bakımından fail kabul edilemeyeceğinden yalnızca meşru olmayan sebeplerle eve giren kişi fail olarak nitelendirilecektir.

3.      İçtima

Türk Ceza Kanununun 119. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” Yani kişi hem 116. madde hem de 87. maddeden cezalandırılacaktır.

Fail birden fazla hak sahibinin yaşadığı konuta girerek suçu işlerse tek suç söz konusu olurken aynı mağdurun birden çok evine girerse zincirleme suç hükümleri söz konusu olacaktır.

III.     Soruşturma Usulü ve Yaptırım

Türk Ceza Kanununun 116. maddesinin 1. fıkrası ve 2. fıkrasında bulunan suç tiplerinin soruşturması şikayete bağlıdır. Ancak 116. maddenin 4. fıkrası ve 119. maddede düzenlenen nitelikli hallerin kovuşturması ise re’sen yapılmaktadır.

Bu madde kapsamında verilecek cezalar ise kanunda açıkça düzenlenmiştir. 116. maddenin 1. fıkrası bakımından verilebilecek ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası iken 2. fıkrası bakımından ise verilebilecek ceza 6 aydan 1 yıla kadar hapis veya para cezasıdır.

Konut dokunulmazlığını ihlal suçuna bakmakla görevli mahkeme cezanın üst sınırına bakıldığında da görüleceği üzere Asliye Ceza Mahkemesidir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu