Ceza Hukuku

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK m.109)

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu (TCK m.109)

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinde düzenlenmiştir. Birinci fıkra suçun temel halini düzenlerken ikinci fıkra suçun cebir, tehdit veya hile vasıtasıyla işlenmesini düzenlemiştir. Maddenin 3. Ve 5. Fıkrası daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri düzenlerken 4. Fıkrası ise suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış haline yer vermiştir. Maddenin son fıkrasında ise özel bir içtima hükmüne yer verilmiştir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Bu suçun;

a) Silahla,

b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,

f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

İnsanlar bir yerde kalma, başka bir yere gitme bakımından özgürlüğe sahiptirler. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile korunan hukuki değer, bireyle­rin kendi istek ve iradeleri ile hareket edebilme özgürlüğüdür.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fiil

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunda fiil; bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yok­sun bırakmaktır. Hürriyetin kısa veya uzun süreli yoksun kılınmasının suçun tamamlanması açısından bir önemi bulunmamaktadır. Suç mütemadi bir suç olduğundan suçun oluşumu hususunda sürenin kısalığını takdir yetkisi somut olayın özelliklerine göre hakimin üzerindedir.

Suç icrai hareketlerle işlenebileceği gibi ihmali hareketlerle de işlenebilir. Kanunda fiiller bakımından herhangi bir kısıtlama getirilmediğinden serbest hareketli suç olarak nitelendirilmektedir.

Ayrıca engelli bir kimsenin kullandığı bastonu alarak mağdurun bir yerden başka bir yere gitmesine engel olunuyorsa bu durumda da kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır.

Fiillere örnek olarak; kişiye narkoz verilmesiyle hareket etmesini engelleme, el ve ayakların bağlanması, odaya kilitleme, yurtdışına çıkacak kişinin pasaportunun alınması verilebilir.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2017/548 Esas, 2019/1 Karar, 15.01.2019 Tarih.

Katılanın aşamalarda istikrarlı şekilde, olay tarihinde saat 00.30 sıralarında evine yaya olarak giderken nişanlısı olan tanık …..ile telefonla konuştuğunu, bu esnada aracıyla kendisini takip eden sanığın yanına gelip, hiçbir şey söylemeden elindeki telefonu alarak cebine koyduğunu, ardından kendisine vurmaya başlayıp, saçından tutarak boş araziye doğru sürüklediğini ve burada cinsel saldırıda bulunduğunu beyan etmesi, adli raporlarda katılanın vücudunun muhtelif yerlerinde çok sayıda ekimoz ve sıyrık olduğunun tespit edilmesi, tanık Mehmet’in telefonda konuştukları sırada katılanın kendisine bir şahsın vurduğunu söylemesinin ardından telefonun kapandığını, katılanı yeniden aradığında önce telefonun meşgule alındığını, bir kez daha aradığında ise telefonun kapalı olduğunu, olay yerine gittiğinde yardım çağrısında bulunan katılanı boş arazi içerisinde gördüğünü ifade etmesi, söz konusu cep telefonunun 05.09.2014 tarihinde en son saat 00.53’de kullanıldığına dair Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumundan alınan imei sorgulama sonuçlarının katılanın olay sırasında cep telefonuyla görüştüğü hususunu doğrulaması, olay yeri inceleme ekiplerince katılana ait bir kısım eşyanın arazi içerisinde bulunmasına karşın telefona rastlanmaması, yine telefonun yaşanan arbede sırasında düşmesi ihtimaline binaen kolluk görevlilerince 05.09.2014 tarihinde olayın gerçekleştiği boş arazide bu amaçla yapılan araştırmaya rağmen cep telefonunun bulunamaması, kolluk görevlilerince düzenlenen olay yeri inceleme raporunda katılana ait cüzdan, ters çevrilmiş eşofman altı ile birbirine yakın durumda kırmızı siyah çizgili bir çift spor ayakkabının ana yola 23 metre uzaklıktaki arazide bulunduğunun belirtilmesi, bireylerin hareket özgürlüğünü koruma altına alıp TCK’nın 109. maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kamuya açık veya kapalı alanda işlenmesinin mümkün olması ve sanığın savunmalarının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın olay tarihinde, yolda cep telefonu ile konuşarak yürüyen mağdurenin önünü kesip cep telefonunu zorla alarak cebine koyduğu, ardından mağdureye vurmaya başladığı ve saçından tutarak yol kenarından 23 metre uzaklıkta bulunan boş araziye kadar sürüklediği anlaşıldığından, sanığa atılı yağma suçunun sabit olduğu ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise unsurları itibariyle oluştuğu 

b.      Fail

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun faili herkes olabilir. 109. Maddenin 3. Fıkrasının (d) bendine göre fail kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle suçu işlerse cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli hal söz konusu olacaktır. Yine aynı şekilde fail ile mağdur ara­sında üst-alt soy bağı veya eş olma ilişkisi mevcut ise bu durumda suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinden birini oluşturmaktadır.

c.       Mağdur

Suçun mağduru yer değiştirebilme özgürlüğüne sahipken bu serbestisi elinden alınan kişidir. Mağdurun fiilin işlendiği sırada hareket serbestisini kullanma imkanına sahip olup olmamasının bir önemi yoktur. Bu nedenle mağdurun hareket serbestisinin kısıtlandığını bilmesi suçun oluşması için şart değildir. Uyku durumundaki kişinin de bu suçun mağduru olması mümkündür.

Bir yerde kalmak veya bir yere gitmek konusunda iradeleri kısmen sınırlanmış hükümlüler de bu suçun mağduru olabilmektedir.

d.      Konu

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun konusu mağdurun iradi şekilde hareket edebilme özgürlüğüdür.

e.       Suçun Nitelikli Halleri

  • Fiili işlemek için veya işlendiği sırada cebir, tehdit veya hile kullanılması.

Nitelikli unsurun uygulanması bakımından bu araçların mutlaka suçun icra hareketlerinin tamamlanması sırasında kullanılması aranmamaktadır. Mağdur hürriyetinden yoksun kılındıktan sonra devamlılığı sağlamak için cebir veya tehdit uygulanması halinde de bu durum söz konusu olacaktır.

Cebir ile bu suçun işlenmesi için bir yere gitmek veya bir yerde kalma hürriyetinin maddi zor kullanılarak engellenmesi gerekmektedir. Hile ile gerçekleştirilmesi için ise sözle veya hareketle kişi aldatılmalıdır. Tehdit kullanılması ise kendisi veya yakınlarına uygulanacak kötü bir durumun mağdura bildirilmesiyle gündeme gelir.

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ 2018/252 Esas, 2018/4931 Karar, 04.07.2018

Sanığın, kaçmaya çalışan mağdureyi kolundan tutarak engel olup “eğer bağırırsan, kaçarsan, seni ya öldürürüm ya da bayıltırım” dedikten sonra boynu ile vücudunun farklı yerlerine eliyle vurduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle eylemlerin bütün halinde tehditle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması yerine yazılı şekilde her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ 19499/42, 03.01.2006 Tarih.

Hükümlünün, dükkanında bulunan org ile oynatma bahanesiyle mağdureyi alıkoyması halinin TCK’nın 109/2. Maddesindeki “hile” unsurunu oluşturması nedeniyle bu madde esas alınarak karşılaştırma ve sonucuna göre uyarlama yapılması gerektiği ve bunda kazanılmış hakkın söz konusu olmayacağının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

  • Silahla işlenmesi

Silah kavramı kanunun 6. Maddesinde1. Ateşli silahlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,” şeklinde tanımlanmıştır. Bu suçun işlenmesinde silah kullanılması durumunda mağdurda daha fazla korku oluşacağı gibi fail de daha cesaretli davranacağından silaha işlenmesi durumu nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

  • Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

Bu nitelikli halin söz konusu olması için fail sayısının en az iki olması gerekmektedir. Suçun birlikte işlenmesinden anlaşılması gereken ise faillerin suçun icra hareketlerine müşterek fail derecesinde katılmasıdır.

  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi

Bu hükmün vücut bulması bakımından failin amacı önemlidir. Failin fiili ile kamu görevlisinin görevi arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir. Bu halde suçun kesinlikle kamu görevlisine karşı işlenmesine gerek yoktur, kamu görevlisinin yakınına işlenen suçlarda da suç kamu görevi sebebiyle işleniyorsa bu nitelikli hal oluşacaktır.

  • Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi

Bu halde kamu görevlisi görevinin verdiği nüfuzla mağduru bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmalıdır. Kamu görevlisinin nüfuzu kötüye kullanması için kamu görevlisi sıfatının hukuka uygun olarak elde edilmiş olması aranmaktadır.

  • Üstsoy, altsoy veya eşe karşı işlenmesi

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun üstsoy, altsoy ve eşe karşı işlenmesi daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak sayılmıştır. Bu durumda üstsoy ve altsoy ilişkisinin meşru olup olmadığının bir önemi yoktur.

Fiilin eşe karşı işlenmesi hususunda ise tarafların arasında geçerli bir evlilik olması aranır, dini nikahlı taraflar arasında suçun oluşması halinde bu nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.

  • Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi

Mağdurun çocuk ya da beden veya ruhen kendini koruyamayacak kişi olması durumunun nitelikli hal olarak düzenlenmesinin sebebi bu kişilerin suç durumunda kendini savunmayacak durumda olması ve failin ahlaki kötülüğünün bulunmasıdır. Çocuk kavramından 18 yaşından küçük herkes anlaşılacaktır. Beden veya ruh bakımından kendini savunamayan kişiler bakımından ise bu durumun süreklilik taşıyıp taşımadığı önem arz etmeyecektir.

  • Suçun Cinsel Amaçla İşlenmesi

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun cinsel amaçla işlenmesi kanununun 109. Maddesinin 5. Fıkrasına göre siz konusu suçun nitelikli halini oluşturmaktadır. Cinsel amaçla anlatılmak istenen failin fiili yerine getirirken cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla hareket etmesidir.

2.      Manevi Unsurlar

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kasten işlenebilmektedir. Yani fail, mağduru bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bıraktığını bilecek ve buna rağmen isteyecektir.

Kanunda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için herhangi bir saik aranmamıştır. 109. Maddenin 5. Fıkrasına göre suçun cinsel amaçla işlenmesi durumunda ise faile verilecek ceza artırılacaktır

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinde suçun işlenmesi için kişi hürriyetinden hukuka aykırı olarak yoksun bırakılmalıdır. Suç tipinde fiilin hukuka aykırılığı özel olarak gösterildiği için “hukuka özel aykırılık” söz konusudur. Yani failin cezalandırılabilmesi için kastının yanı sıra aykırılık bilinci ile hareket edip etmediği de araştırılmalıdır.

Kişinin kendisine veya üçüncü kişiye yönelik bir hakka yönelmiş haksız saldırıdan kurtulmak için saldırganın hürriyetini kısıtlaması halinde meşru savunma hali söz konusu olacak ve hukuka uygunluk sebebi teşkil edecektir.

Ceza Muhakemesi Kanunu suçüstü ve suçüstü sayılan hallerde herkese yakalama hakkı tanımıştır. Böyle bir durumun halinde suçüstü yapılan kişinin hürriyetinin geçici süreyle kısıtlanması hukuka aykırılık hali oluşturmayacaktır.

II.      Suçun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hali

Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinin 4. Fıkrasına göre; “Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.”

Failin işlediği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, mağdurun önemli bir ekonomik kayba uğramasına neden olmalıdır. Failin söz konusu neticeyi istemiş olması ge­rekli olmayıp; ağır neticeye yönelik taksirin varlığı failin cezalandırılması bakımından yeterli olmaktadır. Bu hale örnek olarak yüksek meblağlı bir anlaşmanın yapılamaması verilebilecektir.

III.     Cezayı Azaltan Şahsi Sebep: Etkin Pişmanlık

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin etkin pişmanlık hali Türk Ceza Kanununun 110. Maddesinde düzenlenmiştir.

Etkin pişmanlık

Madde 110- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir

 Bu etkin pişmanlık halinin söz konusu olması için şu şartlar gerçekleşmelidir;

  • Fail hürriyetinden yoksun kıldığı kimseyi kendiliğinden serbest bırakmalıdır.
  • Fail mağduru güvenli bir yerde serbest bırakmalıdır.
  • Fail, mağdura herhangi bir zarar vermemiş olmalıdır.
  • Fail hakkında henüz soruşturma başlanmadan mağduru serbest bırakmalıdır.

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ 2016/3265 Esas, 2016/8179 Karar, 01.12.2016 Tarih.

Suç tarihinde sanığın mağdureyi kolundan tutarak aracın içine çekmesinin ardından hareket ettiği ve yaklaşık 200 metre ilerledikten sonra mağdurenin şahsına herhangi bir zarar vermeksizin kendiliğinden petrol istasyonu yakınında bıraktığı tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından hakkında TCK’nın 110. maddesinin tatbiki gerektiği hususu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,

IV.     Suçun Özel Görünüş Halleri

1.      Teşebbüs

Türk Ceza Kanununun 35. Maddesinde teşebbüs; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Olarak tanımlanmıştır. Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu hareketin kısıtlanması ile tamamlanmış olmaktadır. Yani bu kısıtlanma anına kadar gerçekleştirilen hareketler teşebbüsü ortaya çıkarır.

2.      İştirak

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna iştirak konusunda özel bir düzenleme bulunmamakta olup genel hükümlere göre iştirakın her hali mümkündür.

Failler birlikte hareket etmiş olabilir veya biri diğerinin eylemine yardım etmiş de olabilir. Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinin 3. Fıkrasının (b) bendine göre birden fazla kişinin birlikte, müşterek fail olarak kişi­yi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlemeleri halinde ceza artırılacaktır.

3.      İçtima

Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinin 6. Fıkrası uyarınca; “Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” Ancak uygulanan cebir kasten yaralama suçunun sınırları içinde kalmışsa bu durumda ise 109. Maddenin 2. Fıkrası uygulanmaktadır.

Örneğin failin 10 kişinin bulunduğu odanın kapısını kilitlemesi durumunda failin aynı suç işleme kararının icrasıyla yani tek fiille birden fazla kişinin hürriyetini kısıtladığı açık olduğundan aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Failin cinsel amaçla mağduru hürriyetinden yoksun bırakması şeklinde cinsel saldırı, cinsel istismar veya cinsel taciz suçunu işlemesi halinde her iki suçtan da ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

V.      Muhakeme ve Yaptırım

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun takibi şikayete bağlı olmayıp savcılıkça resen soruşturulur.

Türk Ceza Kanununun 109. Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen suçun temel halinin cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir.

Maddenin 2. Fıkrasında düzenlenen nitelikli halin cezası ise iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıdır. Üçüncü fıkrada sayılmış olan nitelikli hallerin gerçekleşmesi halinde ise cezada bir kat artırım yapılmaktadır. Suçun işlenmesiyle mağdurun ekonomik bakımdan kaybına neden olunmuşsa cezaya ek olarak 1000 güne kadar adli para cezasına hükmedilmektedir.

Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması

Madde 111- (1) Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

 Şayet bu suçun işlenmesi ile tüzel kişi menfaat sağlamışsa bu durumda Türk Ceza Kanununun 111. Maddesine göre güvenlik tedbirine hükmedilmektedir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu