İdari Yargıda Dava Türleri Nelerdir?
İdari dava olarak ifade edilen, idari yargıda dava türleri İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre idari dava türleri şunlardır:
- İptal davası,
- Tam yargı davası,
- İdari sözleşmelerden doğan davalar.
İptal Davası
İptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davadır.
İptal davası ile amaçlanan, idarenin hukuka aykırı işleminin ortadan kaldırılmasıdır.
İptal davası, idari işlemlerin iptal edilmesi amacıyla açılır. Dolayısıyla, davanın konusu sadece idari işlemlerdir.
İptal davasında verilen iptal kararı, sadece davacıya değil, herkese etki etmektedir. Başka bir ifadeyle, iptal kararından sadece davayı açan değil değil, herkes yararlanır; diğer kişilerin ayrıca bir iptal davası açmalarına gerek yoktur.
İptal davası açma hakkının mevcudiyetinden söz edilebilmesi için bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yoktur.
Yasama organı, iptal davası açma yolunu kapatamaz. Ayrıca, iptal davası açma hakkından önceden feragat edilemez. Bunlar, iptal davasının kamu düzenine ilişkin olmasının birer sonucudur.
İptal davası usulden reddedilirse, dava açma süresi henüz dolmadıkça, giderilmesi mümkün usuli eksiklikler giderilerek yeniden açılabilir. Fakat tam yargı davası esastan reddedilirse, davacı, aynı sebebe dayanarak yeni bir dava açamaz.
Dava konusu idari işlemin iptal edilmesi, onu ortadan kaldırır. İptal kararının verilmesiyle, artık geçerli bir hukuki işlemden söz edilemez.
İdari işlemin ortadan kalkması için, başka herhangi bir işleme gerek yoktur. İptal kararının gereklerine idare tarafından uyulmaması, sonucu değiştirmez.
İptal kararı, kararın verildiği andan itibaren değil, işlemin tesis edildiği andan itibaren ortadan kalkar. Başka bir ifadeyle, iptal edilen idari işlem, hiç yapılmamış gibi sonuç doğurur.
Tam Yargı Davası
Anayasa m. 125/7 uyarınca, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Tam yargı davası, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından zararın giderilmesini sağlamak amacıyla açılan davadır.
İptal davası ile amaçlanan, idarenin hukuka aykırı işlem veya eylemlerinden zarar gören kişilerin zararının giderilmesidir. Bu yönüyle, tam yargı davası, adli yargıdaki tazminat davasının bir benzeridir. Fakat idari yargılama hukukunda “tazminat davası” şeklinde bir dava türü yoktur. Kanunun bazı maddelerinde “tazminat davası” ifadesi kullanılsa da, bununla kast edilen, tam yargı davalarıdır.
Tam yargı davası; idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan zararın giderilmesi amacıyla açılır. Dolayısıyla, davanın konusu idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerdir.
Tam yargı davasında idari işlemlerin iptali talep edilemez. Fakat tam yargı davasının, iptal davası ile birlikte açılması da mümkündür.
Tam yargı davası, kişisel hakların zarara uğraması sebebiyle açılır. Başka bir ifadeyle, bu davanın açılmasındaki amaç, kişisel zararların giderilmesidir. Bu yönüyle, bu dava, sübjektif niteliği ağır basan bir davadır.
Tam yargı davasında verilen karar, herkese değil, sadece davanın taraflarına etki eder.
İptal davası için menfaat ihlali gerekli ve yeterliyken; tam yargı davası için mutlaka hak ihlali şartı aranır. Hak ihlali, menfaat ihlali kavramına göre daha dar, daha az kapsamlı bir kavramdır.
Malvarlığında azalma, malvarlığının artması gerekirken artmaması, kârdan yoksun kalınması, cismani veya manevi bir zarar meydana gelmesi birer hak ihlali durumudur.
Herhangi bir idari işleme dayanmayan salt idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların tam yargı davası açmadan önce, kural olarak, belirli bir süre içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verilir.
İdari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davaları, sadece idareye değil, sözleşmenin tarafı olan özel hukuk kişilerine karşı da açılabilir.
Tam yargı davası usulden reddedilirse, dava açma süresi henüz dolmadıkça, giderilmesi mümkün usuli eksiklikler giderilerek yeniden açılabilir. Fakat tam yargı davası esastan reddedilirse, davacı, aynı sebebe dayanarak yeni bir dava açamaz.
Tam yargı davasında davacının dava konusu hakkının ihlal edildiğine kanaat getirilirse davanın kabulüne karar verilir ve idarenin davacıya tazminat ödemesine hükmedilir.
Tam yargı davasında hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde yatırılmalıdır. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.
İdari Sözleşmelerden Doğan Davalar
İdari sözleşme, sözleşmenin taraflarından birinin kamu idaresi, kurumu ya da kuruluşu olması; sözleşmenin kamu hizmetinin yürütülmesi ile ilgili bulunması ve yönetime özel hukuk yetkilerini aşan yetkiler tanınmasıdır.
Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardır.
İdare Hukuku; tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla her aşamada büyük önem taşımakta ve uzmanlık gerektirmektedir. İdare hukuku alanında yapılacak işlemlerde hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ticaret hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN