Ceza Hukuku

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu (TCK m. 103)

Çocukların Cinsel İstismarı Suçu (TCK m. 103)

Türk Ceza Kanununda çocukların cinsel istismarı suçu, kanunun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde 103. maddede düzenlenmiştir.

Çocukların cinsel istismarı suçu ile suçla korunan hukuki değer kişinin cinsel özgürlüğü ve cinsel dokunulmazlığıdır. 103. Maddenin 5. ve 6. fıkralarında düzenlenen suçun neticesi sebebiyle ağırlaşan halleri bakımından ise kişinin cinsel dokunulmazlığının yanı sıra vücut bütünlüğü ve yaşam hakları korunmaktadır.

Çocukların cinsel istismarı

Madde 103-

(1).) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

(3) Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

(e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

I.       Suçun Unsurları

1.      Maddi Unsurlar

a.       Fail

Bu suçun faili herkes olabilmektedir. Kanun hükmü failin cinsiyeti hakkında da herhangi bir sınırlamaya gitmemiştir. Fail ile mağdurun cinsiyeti aynı olabileceği gibi farklı olması da mümkündür. Madde metninde mağdurun yaşı hakkında özel düzenleme yapılmışsa da failin yaşı bakımından cinsiyetinde de olduğu gibi herhangi bir sınırlandırma mevcut değildir.

b.      Mağdur

Türk Ceza Kanununun 103. Maddesi kapsamında cinsel istismar suçunun mağduru olabilecek çocuklar, 15 yaşını doldurmamış veya doldurmakla beraber durumu algılama yeteneği gelişmemiş çocuklar ile 15 yaşını doldurmuş ve algılamalarında bir eksiklik olmayan, kendilerine karşı gerçekleştirilen tehdit, hile veya cebir gibi sebeplerle cinsel davranışı gerçekleştiren çocuklar.

Rıza, rıza veren kişinin üzerinde tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olmalı ve kişi rıza vermeye ehil yapıda olmalıdır. Kanunda 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçundan çocukların hukuken rızasının bulunmadığı ve rıza dışında suçun işlenildiği kabul edilmektedir. Yani 15yaşından küçük çocuklarda rızanın varlığı incelenmeksizin her cinse davranış cinsel istismar olarak değerlendirilmektedir. 15-18 yaş aralığında olup durumu algılayamayacak durumda olan çocukların da rızaları hukuken geçerli değildir.

Suçun mağduru olabilecek bir diğer grup ise 15 yaşını doldurmuş ve algılama yetenekleri bulunmasına karşın cebir, hile, tehdit ile iradeleri sakatlanan çocuklara karşı istismar fiillerinin gerçekleştirilmesidir.

c.       Fiil

Kanun tarafından yasaklanan fiil, “henüz 15 yaşını doldurmamış veya doldurmuş olan ancak zihinsel yetenekleri gelişmemiş ya da kendilerine cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak” cinsel davranışların gerçekleştirilmesidir.

Suçun temel hali bakımından cinsel istismarın kabulü için cinsel davranışın çocuğun vücudunda gerçekleşmesinin yanı sıra eylemin cinsel ilişki boyutuna ulaşmamış olması gerekmektedir. Eylemin sonunda failin cinsel olarak tatmini suçun oluşması bakımından önem arz etmemekte olup eylemin cinsel olması suçun oluşması bakımından yeterli olmaktadır.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU 2017/398 Esas,  2018/569 Karar,

27.11.2018 Tarih.

…mağdurenin yüzündeki lekelerin olayın gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin delil veya emare teşkil etmediği gibi mağdurenin sanığın kendisini yüzünden öptüğü yönünde bir iddiasının da bulunmaması ve bu kapsamda sanık savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; olay tarihinde sanığın, Ankara Numune Hastanesi Plastik Cerrahi Servisinde yatarak tedavi gören mağdureyi gece saatlerinde dışarıya dolaşmaya çağırıp hastanenin kafetaryasına götürdüğü, kafeteryanın kapalı olması üzerine dolaşırlarken mağdureye yandan sarılarak göğüslerini elleyip, boynundan öpmek suretiyle atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde kabul edilmelidir.

Bu itibarla yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmünün sanığın, çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

d.      Suçun Konusu

Cinsel istismar suçunun konusunu mağdurun vücudu oluşturur. Çocuklara karşı işlenen istismar suçu ölü kişilere karşı işlenemeyecek olup ölü kişilere karşı bu fiilin gerçekleştirilmesi durumunda Türk Ceza Kanununun 130. maddesinde yer alan Kişinin Hatırasına Hakaret suçunun gündeme gelmesi mümkündür.

e.       Suçun Nitelikli Halleri

  • Sarkıntılık

Sarkıntılık; mağdurun cinsel dokunulmazlığını ağır ölçüde zedelemeyen ani ve sürekli olmayan cinsel nitelikteki davranışlardır. Sarkıntılık bu sebeple cinsel dokunulmazlığa karşı gerçekleştirilen fiillerin en hafifi sayılabilmektedir. Her ne kadar hafif nitelikli bir fiil olsa da sarkıntılık için de vücuda temasın gerçekleşmesi zorunludur. Ayrıca temasın vücudun hangi bölgesine gerçekleştirildiği önemli olmayıp eylemin cinsel amaç ihtiva etmesi sarkıntılık suçunun oluşması için yeterlidir.

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ 2018/7724 Esas, 2019/8981 Karar, 10.04.2019 Tarih.

Mağdurenin beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın olay günü mağdureyi dudağından öperek bir kez göğsüne kıyafet üstünden dokunması şeklindeki eyleminin ani ve kesintili gerçekleşip, süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, söz konusu eylemin sarkıntılık düzeyini aştığına dair ilk derece mahkemesinin kabulüyle dosya içeriğinin de çeliştiği nazara alınıp,

  • Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Birliktİşlenmesi

Bu nitelikli halle anlatılmak istenen suçun icrai hareketlerinin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesidir. Taraflar arasında en geç suç işlenirken birlikte hareket etme iradesinin mevcudiyeti söz konusu nitelikli hal bakımından aranmaktadır. Nitelikli halin uygulanması için suçun tamamlanması aranmamakta olup teşebbüs aşamasında kalması halinde de nitelikli hal uygulama alanı bulabilir.

  • Toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunun bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi

İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğu bulunan alanlarda bu alanların sağladığı kolaylıkla suçun işlenmesi Türk Ceza Kanununda nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu yerlere örnek olarak hastane ve yurtlar verilebilecektir.

  • Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından işlenmesi

Kanunda taraflar arasındaki yakınlık sebebiyle suçun işlenmesinin kolaylaşmasının önüne geçilmesi amacıyla söz konusu nitelikli hal düzenlenmiştir. Madde metninde sayılan kişilerin yaşı küçük mağdura karşı suça konu cinsel istismar fiilini gerçekleştirmeleri halinde bu kişiler nitelikli halden sorumlu olacaklardır. Burada dikkat edilmesi gereken husus Türk Ceza Kanunu ile Türk Medeni Kanununun çelişir halidir. Türk Medeni Kanunu evlilik ilişkisinin sona ermesiyle kayın hısımlığının sona ermeyeceğini düzenlemişse de bu nitelikli hal bakımından boşanmadan sonra kayın hısımlığının varlığı kabul edilemeyecektir.

  • Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi

Türk Ceza Kanununun 103 maddesinin 3. fıkrasında istismarın belirtilen kişiler tarafından işlenmesi cezayı ağırlaştıran neden olarak düzenlenmiştir. Kişide bu sıfatların bulunmasının yanı sıra gerçekleştirilen bu sıfatların yaptıkların işlerdeki yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

  • Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi

Türk Ceza Kanununun 6. Maddesinin 1. Fıkrasının c bendine göre kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,” olarak tanımlanmıştır. Buna göre bu tanım kapsamındaki kişilerin kamu gücünü kötüye kullanarak mağdur üzerinde cinsel davranışlarda bulunması halinde söz konusu nitelikli hal oluşur

  • Suçun cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi

Türk Ceza Kanununun 103. Maddesinin 4. Fıkrasına göre istismarın 15 yaş altındaki kişiye veya 15 yaşını tamamlamış olup da durumu algılama yeteneği bulunmayan kişilere karşı cevir ve tehdit kullanılması suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

2.      Manevi Unsur

Çocukların cinsel istismarı suçunun manevi unsuru kasttır. Cinsel tatmin ve benzeri herhangi bir saik bu suç bakımından aranmamaktadır. Failin mağdura karşı cinsel amaçlı davranışlarda bulunması suçun oluşması için yeterlidir.

Türk Ceza Kanununun 22. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; suça ilişkin taksirli halin varlığı ayrıca düzenlenmediğinden suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

3.      Hukuka Aykırılık Unsuru

Türk Ceza Kanununa göre hukuka uygunluk haller; amirin emri ve kanunun hükmünün yerine getirilmesi, meşru müdafaa ve zorunluluk halleri, hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıdır.

Türk Ceza Kanunun ilgilinin rızasını düzenleyen 26. Maddesinin 2. Fıkrasına göre kişinin üzerinde tasarrufta bulunabileceği ve rıza verme hususunda ehil olduğu bir hakka ilişkin olarak rızasını açıklaması, fiili hukuka uygun hale getirir. Ancak inceleme konusunu oluşturan suç bakımından mağdurun 15 yaşını doldurmamış olması halinde, göstereceği rıza geçersiz olacaktır.

II.      Suçun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Halleri

  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama

Türk Ceza Kanununun 103. Maddesinin 5. Fıkrasına göre, istismar sürecinde uygulanan cebir ve şiddetin, kasten yaralama suçunun ağırlaşmış hallerine neden olması durumunda, fail ayrıca kasten yaralama suçundan sorumlu tutulur. Failin neticesi sebebiyle ağırlaşan sonuçtan sorumlu tutulabilmesi için ortaya çıkan sonuç bakımından en azından taksir seviyesinde kusurlu olması gereklidir.

  • Cinsel İstismar Sonucu Mağdurun Ölmesi Veya Bitkisel Hayata Girmesi

Cinsel istismar fiili sebebiyle mağdurun bitkisel hayata girmesi halinde fail bu suç sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılabilir. Failin neticesi sebebiyle ağırlaşmış halden sorumlu tutulabilmesi için ortaya çıkan sonuçların gerçekleşmesi yönünde kastının bulunmaması ancak netice hususunda da en az taksir derecesinde kusuru bulunması gerekmektedir.

III.     Suçun Özel Görünüş Halleri

1.      Teşebbüs

Çocukların cinsel istismarı suçuna teşebbüs mümkündür. Failin kastını ortaya koyan icra hareketlerine başlamasına rağmen elinde olmayan sebeplerle cinsel istismarı gerçekleştirememesi ya da yakalanması halinde suçun teşebbüs aşamasında kaldığı açık olup failin sorumluluğu bu suça teşebbüsten belirlenmelidir.

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2012/5958 Esas, 2012/9003 Karar, 26.09.2012 Tarih

dosya içeriğinden, sanık H.’ın mağdureyi diğer sanık E.’la birlikte götürdüğü kırsal kesimde, otomobilden indirip biraz ilerideki bir yerde, kendisiyle ilişkiye girme isteğini beyan ederek, yere zorla yatırdığı, mağdurenin bağırıp direnmesine rağmen üzerini çıkarmaya çalıştığı sırada civardan iş makinesi sesinin duyulması üzerine sanığın yakalanacağı endişesine kapılarak, eylemine son verdiğinin anlaşılmış olmasına göre sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun icrai hareketlerine başladıktan sonra elinde olmayan nedenle eylemine son verdiğinin belirlenmesi karşısında, olayda çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçu oluşmuş bulunduğundan

2.      İştirak

Bu suça iştirakın her biçiminin uygulanması mümkündür.

3.      İçtima

Cinsel istismar suçunun oluşabilmesi için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır sonuçlarına sebebiyet vermesi halinde gerçek içtima hükümleri uygulanır ve bu kapsamda fail ayrıca kasten yaralama suçundan sorumlu tutulur.

IV.     Soruşturma, Kovuşturma ve Yaptırım

Cinsel istismar suçunun soruşturulması re’sen yapılmakta olup şikayete bağlı değildir. Cezalara ilişkin süreler ise madde metninde açıkça belirtilmiştir.

Av. Ahmet EKİN & Stj Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu