Ceza Hukuku

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçu

Bir kimsenin borcunu ödememesi modern ceza hukukunda kabul edilmez. Ancak, İcra ve İflas Kanunu madde 331’de düzenlenen bu suçta borcunu ödememek için hileli yollara başvuran, ticari işlerinde büyük bir hafiflik ve ihmal gösteren kişilerin cezalandırılmasında bir isabetsizlik bulunmaz.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun Maddi Unsurları

Suçun maddi unsurları genel hükümler çerçevesinde incelenir. Genel hükümlere ek olarak bu suç için aranan özel maddi unsurlar da vardır.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Fail

Bu suçun faili alacaklısını zarara uğratmak kastıyla tasarruflarda bulunan borçludur. Borçlu ile birlikte bu suçu işleyen kişilerin cezalandırılması için madde metninde bir hüküm yoktur. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun iştirake ilişkin hükümleri burada uygulanır.

Buradan da anlaşılacağı üzere borçlunun alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla satmaya çalıştığı malları bunu bile bile alan kişiler de bu suça yardım eden veya suçun asli faili olarak cezalandırılabilecektir.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Mağdur

Suçun mağduru, borç ilişkisinin alacaklı tarafıdır. Suçun faili olan borçlunun zarara uğratmak kastıyla hareket etmesi neticesinde zarara uğrayan alacaklı veya alacaklılar bu suçun mağdurudur.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Konu

Suçun unsuru olarak konu, burada üzerinde alacaklıyı zarara uğratmak maksadıyla eksiltme yapılan mal varlığıdır.

Örneğin borçlu arabasını elden çıkardıysa suçun konusu bu arabadır.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Fiil

Suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yani madde metninden yazan fiillerden birinin işlenmesi yeterlidir.

Bu suçta fiil unsuru çeşitli şekillerle karşımıza çıkar. Bu fiillerin neler olduğunu madde metninden anlaşılabilir.

İİK madde 331’e bakıldığında birinci fıkrada; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,

  • Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
  • Telef ederek veya
  • Kıymetten düşürerek hakiki surette yahut
  • Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine(başkasına devretme) geçirerek veya
  • Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse,

Bu fiillerden herhangi birinin işlenmesi halinde bu suçun maddi unsurlarından olan fiil unsuru gerçekleşmiş olacaktır.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Fiil

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun İşlendiği Zaman Dilimi

Bu suçun diğer bir unsuru da suçun işlendiği zaman dilimidir. Suçun ne zaman işlendiği önemlidir. Bu husus da madde metninden çıkarılabilmektedir. Zaman dilimine bakacak olursak;

  • Haciz yolu ile takip talebinden sonraki bir zaman diliminde,
  • Haciz yolu ile takip talebinden önceki iki yıl içinde,
  • İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki bir zaman diliminde,
  • Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde,
  • Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra, suçun işlenmiş olması gerekmektedir.

Alacaklının Alacağını Alamadığını veya Borçlu Aleyhine Aciz Belgesi Aldığını İspat Etmesi

Sayılan bu şart da yine suçun işlendiğinin tespiti için çok önemlidir.

Alacaklı, alacağını alamadığını ispat edemezse veya borçlu aleyhine aciz belgesi alıp dosyaya sunmadıysa bu suç işlenmemiş sayılacaktır.

Aciz belgesinden kasıt kesin aciz belgesidir. Borçlu hakkında alınan geçici aciz belgesi bu suçun oluşması için yeterli değildir.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun Manevi Unsuru

Bu suçun manevi unsuru özel kasttır.

Suç ne taksirle ne de genel kastla işlenebilir. Suçun faili olan borçlu suçu işlerken alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla hareket etmelidir. Saf malvarlığını eksiltmesinin alacaklıyı zarara uğratacağını bilmesi yetmez.

Eksiltme fiilini işlerken bu kastla hareket etmelidir. Yani kendisinin paraya gereksinim duyması sonucu malvarlığını eksiltmesi bu suçun oluşmasını engeller.

Burada borçlunun mal varlığından bir kısmını devrederken mevcudunu azaltmak amacıyla devredip devretmediğinin, borçlu sanık hakkında aciz belgesi alınıp alınmadığının ve borçlu sanık hakkında borcu karşılamaya yetecek başka malvarlığı olup olmadığının araştırılması neticesinde suçun işlenip işlenmediğine karar verilmelidir.

Satıştan elde edilen paranın akıbetinin ne olduğu, satışlardan elde edilen gelirlerin nerelerde kullanıldığı, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenip, sonucuna göre şikâyete konu devirlerin alacaklıyı zarara sokmak kastıyla yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 12.HD 2020/9343 Esas. 2021 /3293 Karar.  23.03.2021 K.T)

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunda Kovuşturma Usulü

Suçun kovuşturma usulü madde metninden de anlaşılacağı üzere re’sen değil, alacaklının yani mağdurun şikâyeti üzerinedir.

Bu suç adli yargının diğer ceza mahkemelerinde olduğu gibi iddianame düzenlenerek kovuşturulmaz.

Alacaklı mağdurun icra ceza mahkemesine şikâyet dilekçesini vermesi ile süreç başlar.

Şikâyetin İİK’nın 347. maddesinde belirtilmiş olan süreler içinde yapılmış olması gerekmektedir. Buna göre, alacaklı veya alacaklılar, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde şikâyet haklarını kullanmaları gerekmektedir.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçunun Cezası

Madde metnine bakıldığında, alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu azaltmak suçunun yaptırımı olarak, aynı anda hükmedilmek üzere hem hapis hem de adli para cezası öngörülmüştür.

Suçun işlendiğinin sabit olması halinde altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılabilecektir.

Alacaklısını Zarara Uğratmak Kastıyla Mevcudu Eksiltme Suçuna İlişkin Yargıtay Kararı

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa isnat edilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 331. maddesinde düzenlenen “alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksiltme “suçunun oluşabilmesi için; ”şikayetçi/alacaklı haciz yolu ile icra takibi yaptıktan sonra ya da icra takibinin başlamasından iki yıl önceki sürede, borçlunun, mallarını telef ederek kıymetini düşürürse, mallarını gizlerse, mallarını muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirirse ya da aslı olmayan borçlar ikrar etmek suretiyle mevcudunu eksiltirse ve bu eylemlerden birini alacaklısına zarar vermek kastiyle yaparsa ve bunlarla birlikte şikayetçi alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat etmesi halinde suçun maddi ve manevi unsurları oluşmuş olacaktır. Yargıtay 19. CD Esas: 2015/28241 Karar: 2017/7974 Tarih: 10.10.2017

Sonuç

Ceza avukatı; tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Muzaffer TAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu