Genel Hukuki Bilgiler

Mülkiyet Saklı Tutma Sözleşmesi Nedir?

Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, genellikle bir satış sözleşmesine dayanarak, devredilecek şeyin mülkiyetini taraflar arasında kararlaştırılan bir şartın gerçekleşmesine, özellikle de bedelin ödenmesine kadar satıcıda saklı tutmak, zilyetliğini ise alıcıya teslim etmek imkanını veren hukuki bir işlemdir.

Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesiyle eşyanın zilyetliği alıcıya teslim edildiği halde, mülkiyeti kararlaştırılan şartın gerçekleşmesi, mesela satış bedelinin ödenmesi anına kadar devredende kalmaktadır.

Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi daha çok ekonomik zorunluluk ve ihtiyaçlar, kredili satışlar karşısında düzenlenmiştir. Mülkiyetin saklı tutulması anlaşması, satış sözleşmesinden başka trampa, yüklemeli bağışlama, eser ve ortaklık sözleşmelerinde de uygulanabilir.

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, şarta bağlı bir sözleşmedir. Bu şart, satış bedelinin veya taksitlerinin alıcı tarafından tamamen ödenmesi şartıdır.

Buradaki şart, niteliği itibariyle bozucu değil geciktirici bir şarttır. Alıcı, satış bedelinin tamamını ödediği anda, erteleyici şart gerçekleşmiş olur ve o ana kadar satıcıda kalan mülkiyet kendiliğinden alıcıya geçer.

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Şekli

TMK. m. 764/1’e göre mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, resmi şekilde yapılmalı ve sözleşme, devralanın yerleşim yeri noterliğinde tutulan özel sicile kaydedilmelidir.

Buradaki resmi şekil sözleşme için bir geçerlik şartıdır. Sözleşmeyi resmi şekilde yapacak makam noterdir. Noter, mülkiyeti saklı tutma sözleşmesini düzenleme şeklinde yapmak zorundadır.

Noterlik Kanunu’nun 89. Maddesi, mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin noterler tarafından düzenleme yoluyla yapılacağını öngörmektedir.

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Şekli

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Özel Sicile Kaydı

Sözleşme alıcının yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile kaydedilmelidir.

Özel sicile kayıt da, sözleşmenin geçerlik şartıdır. Sicile kaydedilmeyen bir mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi geçerli olamaz. Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi sicile kaydedilmediği takdirde taraflar ve üçüncü kişiler hakkında herhangi bir ayni sonuç doğurmaz.

Sicile kayıt sözleşmedeki sakatlıkları gidermez. Dolayısıyla, şekle aykırı olarak düzenlenen ya da fiil ehliyeti olmayan kimselerin yapmış olduğu sözleşme mülkiyeti saklı tutma siciline kaydedilmiş olsa bile, sakat sözleşme bu kayıtla sağlık kazanmaz, geçerli hale gelmez.

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Hüküm ve Sonuçları

Şartın gerçekleşmesi, yani bedelin veya taksitlerin tamamen ödenmesi ile mülkiyet alıcıya geçer. O ana kadar mülkiyet, satıcıya aittir. Alıcı ise, teslim aldığı eşya üzerinde, emin sıfatıyla zilyet durumundadır.

Alıcının iyiniyetli üçüncü kişilerle yaptığı tasarruf işlemleri geçerlidir. Sicile tescil, üçüncü kişinin iyiniyetli kazanımı önlemez. Nitekim hiç kimse sicili araştırmakla yükümlü değildir.

Alıcı, teslim aldığı şeyin fer’i zilyetidir. Bu sebeple, alıcı satıcının izni olmadan şeyin mülkiyetini bir başkasına devredemeyeceği gibi, rehin de edemez. Aksi halde TCK. m. 155’e göre güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olur. Satıcı, eşyayı hasara, zarar verici durumlara karşı da korumak zorundadır.

Satıcının satılan şeyi alıcıya teslim etmesiyle yarar ve hasar da alıcıya geçer. Bu husus, TMK. m. 765’in metninden de anlaşılmaktadır.

Taksitle satışta, alıcıdan malı talep ederken alıcıdan almış olduğu taksitleri faizi ile birlikte geri ödemek zorundadır. Ancak, satıcı alıcıdan, eşyayı kullanmasına karşılık hakkaniyete uygun bir kullanım bedeli de ister. Satıcı, alıcıdan satılanı olağandışı kullanmak suretiyle değer azalmasına sebep olmuşsa, ondan tazminat da isteyebilir

Devredilen mal şart gerçekleşinceye kadar, satıcının mülkiyetinde kaldığından, satıcının alacaklıları bu malı haczettirebilirler.

Alıcı Satış Bedelini veya Taksitlerini Ödemezse Ne Olur?

Alıcı satış bedelini veya taksitlerin tamamını ödemeyip temerrüde düştüğü takdirde satıcı, iki seçimlik haktan birini kullanabilir.

Satıcı dilerse alıcıdan bedelin ödemediği kısmını ödemesini isteyebilir. Özellikle ödenmeyen kısım az kalmışsa satıcı bu yolu seçebilir.

Satıcı, alıcı bedelin tamamını ödemediği için dilerse de şart gerçekleşmediğinden, sözleşmeden dönebilir. Satıcının sözleşmeden dönmesi için TBK. m. 123 ‘ün aksine alıcıya ek bir süre vermek zorunda değildir. Ayrıca satıcının bu halde TBK. m. 235/3’de veresiye (kredili) satışlarda öngörülmüş bulunan “dönme hakkını açıkca saklı tutma” kaydına da gerek yoktur. Sözleşmeden dönen satıcı, mülkiyet esasen kendisinde kaldığından, satılan şeyi alıcıdan istihkak davası açarak geri alabilir.

Mülkiyeti Saklı Tutma Sözleşmesinin Sona Ermesi

Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi aşağıdaki hallerde sona erebilir:

  • Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi, her şeyden önce satış bedelinin tamamen ödenmesiyle sona erer. Sözleşmenin sona ermesi için bedelin ödenmesi yeterli olup, ayrıca kaydın sicilden silinmesi önemli değildir .
  • Satılan malın tamamen yok olması da sözleşmenin sona ermesini sağlar.
  • Mülkiyeti saklı tutma kaydıyla satılan mal üzerinde üçüncü bir kişinin iyiniyetle mülkiyet veya rehin, hapis hakkı gibi sınırlı bir ayni hak kazanması da bu sözleşmenin sona ermesini sağlar.
  • Satıcının malın mülkiyetinden feragat etmesi veya alıcı aleyhine cebri icraya başvurup malın paraya çevrilmesini talep etmesi de sözleşmenin sona ermesini sağlar.
  • Alıcının mülkiyeti saklı tutma sözleşmesini yeni yerleşim yerindeki sicile kaydettirmemesi halinde de sözleşme sona erer.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu